Translation of "Belső" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Belső" in a sentence and their turkish translations:

Hogy a belső érzései,

bu sebeple, bir duygulanım hâlinde

Hogy belső sétát tegyenek:

tüm cevapların her zaman

- Bármely nyolcszög belső szögeinek összege 1080°.
- A nyolcszög belső szögeinek összege 1080°.

Sekizgen'in iç açılarının toplamı 1080°'dir.

Úgy éreztem, a belső állvány,

Bana tanı koyulduğundan beri beni bir arada tutan

Mert a belső békénkről szól,

Çünkü bu bizim içimizden gelen huzur,

Ez az ország belső ügye.

O, bu ülkenin iç işidir.

Hatása összekapcsolja külső és belső világunkat,

Öyle güçlü ki, hem görüşü hem de sezgiyi birleştiriyor

Majd egy belső emailt küldött munkatársainak:

Sonrasında iş arkadaşlarına bir email gönderdi.

Szerencsére Tominak nem voltak belső sérülései.

Neyse ki Tom'un hiç iç yaralanması yoktu.

Ami számít, az a belső szépség.

Önemli olan iç güzelliği.

Belső dokumentumok szivárogtak ki a CBP-től,

CBP'nin iç yazışmaları dışarı sızdı

Elővette a tárcát a zakója belső zsebéből.

O iç ceket cebinden cüzdanını çıkardı.

Magányosnak lenni belső küzdelmet igényel saját magaddal.

Yalnız olmak kendinle iç mücadeleyi gerektirir.

Mert a "hogyan bánunk belső világunkkal" mozgat mindent.

Çünkü iç dünyamızla mücadelemiz her şeyi yönetiyor.

Felboncoltunk egy békát, hogy a belső szerveit megvizsgáljuk.

- İç organlarını incelemek için bir kurbağayı parçaladık.
- İç organlarını incelemek için bir kurbağayı kesip parçalara ayırdık.

Sokkal inkább mindannyiunk közös belső ügye ez, amin együtt kell dolgozzunk.

farklı insanların yan projesi gibi olduğunda hata yapıyoruz.