Examples of using "Belső" in a sentence and their turkish translations:
bu sebeple, bir duygulanım hâlinde
tüm cevapların her zaman
Sekizgen'in iç açılarının toplamı 1080°'dir.
Bana tanı koyulduğundan beri beni bir arada tutan
Çünkü bu bizim içimizden gelen huzur,
O, bu ülkenin iç işidir.
Öyle güçlü ki, hem görüşü hem de sezgiyi birleştiriyor
Sonrasında iş arkadaşlarına bir email gönderdi.
Neyse ki Tom'un hiç iç yaralanması yoktu.
Önemli olan iç güzelliği.
CBP'nin iç yazışmaları dışarı sızdı
O iç ceket cebinden cüzdanını çıkardı.
Yalnız olmak kendinle iç mücadeleyi gerektirir.
Çünkü iç dünyamızla mücadelemiz her şeyi yönetiyor.
- İç organlarını incelemek için bir kurbağayı parçaladık.
- İç organlarını incelemek için bir kurbağayı kesip parçalara ayırdık.
farklı insanların yan projesi gibi olduğunda hata yapıyoruz.