Examples of using "Sprach" in a sentence and their turkish translations:
- Böyle buyurdu Zerdüşt.
- Böyle konuştu Zerdüşt.
O konuşuyordu.
O fısıldayarak konuştu.
hepsinden bahsetti
O, çocukça konuştu.
O terbiyesizce konuştu.
Fransızca konuştu.
O, hızlı şekilde konuştu.
Böyle buyurdu Zerdüşt.
Marika İsveççe konuştu mu?
Tom Fransızca konuştu.
Tom çabuk konuştu.
O konuşmaya devam etti.
O konuşmaya devam etti.
Başka kimse konuşmadı.
Tom nadiren konuştu.
Tom konuşmaya devam etti.
- Tom sakince konuştu.
- Tom sakin bir sesle konuştu.
Önce Tom konuştu.
- Tom nazikçe konuştu.
- Tom kibarca konuştu.
Tom sessizce konuştu.
Tom yavaş konuştu.
Tom akıllıca konuştu.
O kendinden bahsetti.
Adam alçak sesle konuştu.
Ama kimse bundan bahsetmedi.
çok konuşmazdı da
- Mary Japonjayı yavaşça konuştu.
- Mary yavaşça Japonca konuştu.
Spiker İngilizce konuştu.
Çok yüksek sesle konuştu.
O adam biraz konuştu.
Tom mikrofona konuştu.
O bu konuda hiç konuşmadı.
O, Japoncayı iyi konuştu.
O nispeten hızlı bir şekilde konuştu.
Tom çok sessizce konuştu.
Kimse benimle konuşmadı.
Tom spor hakkında konuştu.
O sadece Almanca konuştu.
O yalnızca Almanca konuştu.
Tom Fransızcada akıcıydı.
Tom asla onun hakkında konuşmadı.
- Bu konudan hiç bahsetmedi.
- Bu konuya asla değinmedi.
O çok iyi konuşuyordu.
Tom çok iyi konuştu.
Tom sadece Fransızca konuştu.
Tom çok yüksek sesle konuştu.
Tom, Mary'yle konuşuyordu.
O gittikçe daha yüksek sesle konuştu.
Tom hiçbir şey söylemedi.
O mükemmel İngilizce konuştu
Tom bile Fransızca konuştu.
Sami onun hakkında hiç konuşmadı.
Müşteri avukatla konuştu.
O konuştuğunda, herkes sessiz oldu.
Tom oldukça senden bahsetti.
Mary o konuyu arkadaşlarıyla konuştu.
Tom Mary'nin ne hakkında konuştuğunu bilmiyordu.
neler olduğundan bahsetti
O, ailesi hakkında konuştu.
O, bölüm yöneticisiyle konuştu.
O bir sorun çıkardı.
O evsizler adına konuştu.
Tom konuştuğunda, onların hepsi sessiz kaldılar.
Sincap "aptal insanlar" dedi.
Tom oldukça akıcı biçimde Fransızca konuştu.
Sanırım Tom Fransızca konuşuyordu.
Tom benimle Fransızca konuştu.
O bir Amerikan aksanıyla konuştu.
Benimle Almanca konuştu.
Tom sağlam bir sesle konuştu.
Kim konuştu?
Tom konuştu.
O bir kızla konuşuyordu.
Yüksek sesle konuşuyordum.
O haber yayıldı.
O tek kelime etmedi.
Tom mikrofona yavaşça konuştu.
Bugün onlarla konuştum.
Tom dün Mary'yle konuştu.
Tom yüksek bir fısıltıyla konuştu.
Okul hayatından bahsetti.
Tom bazı komşularla konuşuyordu.
Tom ailesi hakkında konuştu.
Yine ne hakkında konuşuyordum?
Az ve öz konuştu.
Tom barmenle konuştu.
Tom her zamankinden daha yüksek sesle konuştu.
Tom her zamankinden daha hızlı konuşuyordu.