Translation of "Rechtzeitig" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Rechtzeitig" in a sentence and their turkish translations:

- Du kommst gerade rechtzeitig.
- Sie kommen gerade rechtzeitig.
- Ihr kommt gerade rechtzeitig.

Tam zamanında geldin.

- Können Sie es rechtzeitig machen?
- Kannst du es rechtzeitig machen?

Onu zamanında yapabilir misin?

Bill kommt selten rechtzeitig.

Bill nadiren zamanında gelir.

Tom kam gerade rechtzeitig.

Tom tam zamanında geldi.

Tom ist rechtzeitig zurückgesprungen.

Tom tam zamanında geriye doğru sıçradı.

Tom kam rechtzeitig an.

Tom zamanında geldi.

Tom kommt selten rechtzeitig.

Tom nadiren vaktinde gelir.

Diesmal können wir rechtzeitig reisen

Biz zamanda yolculuk yapabiliriz bu sefer

Kannst du es rechtzeitig machen?

Onu zamanında yapabilir misin?

Ich erreichte den Zug rechtzeitig.

Tren için oraya zamanında vardım.

Die Stellungnahme kam nicht rechtzeitig.

Açıklama zamansızdı.

Unser Zug kam rechtzeitig an.

Tren zamanında vardı.

Er ist nicht rechtzeitig gekommen.

O, zamanında gelmedi.

Ich kam rechtzeitig zur Schule.

Okula zamanında vardım.

Fast alle sind rechtzeitig angekommen.

Hemen hemen herkes zamanında geldi.

Tom ist nicht rechtzeitig gekommen.

Tom zamanında gelmedi.

Tom kam genau rechtzeitig an.

Tom tam zamanında geldi.

Tom hat es rechtzeitig hergeschafft.

Tom buraya zamanında geldi.

Du kommst gerade noch rechtzeitig.

Sadece sen zamanında geldin.

Ich erreichte die Station rechtzeitig.

Ben zamanında istasyona vardım.

Tom hat es rechtzeitig geschafft.

Tom onu zamanında yaptı.

Der Zug fuhr rechtzeitig ab.

Tren zamanında ayrıldı.

- Er schaffte es rechtzeitig in den Unterricht.
- Er schaffte es rechtzeitig zur Vorlesung.

Sınıfa zamanında gelebildi.

- Es gelang ihm, rechtzeitig dort zu sein.
- Er schaffte es, dort rechtzeitig anzukommen.

O, zamanında oraya varabildi.

- Du wirst nicht rechtzeitig zur Schule kommen.
- Ihr werdet nicht rechtzeitig zur Schule kommen.
- Sie werden nicht rechtzeitig zur Schule kommen.

Bunu okul için zamanında yapmayacaksın.

- Du hättest deine Rechnungen rechtzeitig begleichen sollen.
- Sie hätten Ihre Rechnungen rechtzeitig begleichen sollen.

Faturalarını zamanında ödemeliydin.

Dieser Mann hatte das rechtzeitig gesagt

bu adam zamanında şunu da söylemişti

Ich schaffte es, rechtzeitig dort hinzukommen.

Oraya zamanında varabildim.

Ich bezweifle, dass Bob rechtzeitig kommt.

- Bob'ın zamanında gelip gelmeyeceğinden kuşkuluyum.
- Bob'un zamanında geleceğini sanmıyorum.

Er wird den Zug rechtzeitig erreichen.

Tren için zamanında varacak.

Tom wird nicht rechtzeitig hierherkommen können.

Tom zamanında buraya gelemeyecek.

Tom mag nicht rechtzeitig hier sein.

- Tom'un zamanında burada olmayacağı mümkün.
- Tom, zamanında burada olmayabilir.

Du wirst nicht rechtzeitig da sein.

Zamanında oraya varmazsın.

Du kommst gerade rechtzeitig zum Abendessen.

Akşam yemeği için tam zamanında geldin.

Ich erreichte das Flugzeug gerade rechtzeitig.

Uçak için tam zamanında ulaştım.

Wir haben es geschafft, rechtzeitig anzukommen.

Onu zamanında yaptık.

Tom wird es nicht rechtzeitig schaffen.

Tom onu zamanında yapmayacak.

Ich kann mich nicht rechtzeitig fertigmachen.

Tom zamanında hazırlanamayabilir.

Alle Aufsätze müssen rechtzeitig eingereicht werden.

Tüm denemeler zamanında teslim edilmelidir.

Werden wir rechtzeitig zum Konzert kommen?

Konsere zamanında varacak mıyız?

Hoffen wir, dass wir rechtzeitig ankommen!

Oraya zamanında varacağımızı umalım.

Tom kam gerade noch rechtzeitig an.

Tom tam zamanında geldi.

Wir müssen dort unbedingt rechtzeitig ankommen.

Zamanında oraya gittiğimizden emin olmak zorundayız.

Tom wurde gerade noch rechtzeitig gerettet.

Tom son anda kurtarıldı.

Tom wird es nie rechtzeitig schaffen.

Tom asla onu zamanında yapmayacak.

Aleksandr Kaleri hat den Reiserekord rechtzeitig gebrochen

Aleksandr Kaleri zamanda yolculuk rekoru kırmıştı

Ich habe es rechtzeitig zum Bahnhof geschafft.

Ben istasyona zamanında varabildim.

Ich kam gerade noch rechtzeitig zum Flug.

Uçuş için tam zamanında vardım.

Der Zug kam rechtzeitig in Kyoto an.

Tren Kyoto'ya zamanında vardı.

Trotz des Regens kam er rechtzeitig an.

Yağmura rağmen zamanında vardı.

Er rannte, um rechtzeitig dort zu sein.

Oraya zamanında varmak için koştu.

Danke, dass du mich rechtzeitig angerufen hast!

- Beni zamanında aradığınız için teşekkür ederim.
- Beni zamanında aradığın için teşekkür ederim.

Wir werden versuchen, rechtzeitig dort zu sein.

Biz zamanında orada olmaya çalışacağız.

Beeil dich, damit du rechtzeitig dort ankommst.

Zamanında oraya varman için acele et.

Tom wird es nicht mehr rechtzeitig schaffen.

Tom onu zamanında yapmayacak.

Es gelang Tom, rechtzeitig dort zu sein.

Tom zamanında oraya varmayı başardı.

Ich werde es nicht rechtzeitig dorthin schaffen.

Onu orada zamanında yapmayacağım.

Tom kam gerade noch rechtzeitig zur Bushaltestelle.

Tom otobüs durağına tam zamanında ulaştı.

Ich bezweifle, dass Tom rechtzeitig kommen wird.

- Tom'un zamanında gelip gelmeyeceğinden şüpheliyim.
- Tom'un vaktinde geleceğini sanmıyorum.

Sieh bitte zu, dass sie rechtzeitig aufwacht.

Lütfen emin ol kızın zamanında uykudan uyandığına.

Tom schaffte es nicht rechtzeitig zum Bahnhof.

Tom istasyona zamanında ulaşmadı.

Tom wird nicht rechtzeitig zur Sitzung dasein.

- Tom vaktinde toplantıda olamayacak.
- Tom toplantıya vaktinde yetişemeyecek.

Wir werden es nie rechtzeitig dorthin schaffen.

Biz oraya asla zamanında varmayacağız.

Er bat mich, ihn rechtzeitig zu wecken.

Benden onu tam zamanında uyandırmamı istedi.

- Ich rate dir, pünktlich zu sein.
- Ich rate euch, rechtzeitig zu kommen.
- Ich empfehle Ihnen, rechtzeitig zu erscheinen.

Size dakik olmanızı tavsiye ederim.

Der Arzt kam rechtzeitig, um sie zu retten.

Doktor onu kurtarmak için zamanında geldi.

Werden wir rechtzeitig zum Beginn der Party kommen?

Partinin başlangıcına vaktinde yetişecek miyiz?

Sie erreichten gerade noch rechtzeitig den letzten Zug.

Son trene zamanında yetiştim.

Er wird es nicht rechtzeitig zum Treffen schaffen.

Toplantıya zamanında gelmeyecek.

Sie wird es nicht rechtzeitig zum Treffen schaffen.

- Vaktinde toplantıda olamayacak.
- Toplantıya vaktinde yetişemeyecek.

Es bereitet ihm Schwierigkeiten, rechtzeitig wach zu werden.

Onun zamanında uyanma sorunu var.

Er kam gerade rechtzeitig in der Schule an.

Okula tam zamanında vardı.

- Er kam rechtzeitig an.
- Er kam pünktlich an.

O zamanında geldi.

Ich verspreche, dass ich rechtzeitig da sein werde.

Ben zamanında orada olacağıma söz veriyorum.

Es ist ausgeschlossen, dass Tom rechtzeitig hier ist.

Tom'un zamanında burada olması için hiçbir şansı yok.

Wir sind mit dem Auftrag rechtzeitig fertig geworden.

Biz işi vaktinde yaptırdık.

Tom und Maria konnten gerade noch rechtzeitig entkommen.

Tom ve Mary tam zamanında kaçmayı başardı.

Tom schaffte es noch rechtzeitig zum Abendessen zurück.

Tom akşam yemeği için zamanında döndü.

Es bereitet Tom Schwierigkeiten, rechtzeitig wach zu werden.

Tom'un zamanında uyanma sorunu var.

Wir müssen zusehen, dass wir rechtzeitig dort ankommen.

Oraya zamanında varacağımız konusunda emin olmak zorundayız.

Tom kam gerade rechtzeitig in der Schule an.

Tom tam vaktinde okula geldi.

Ich denke nicht, dass ich rechtzeitig dasein werde.

Oraya zamanında ulaşacağımı sanmıyorum.

- Es scheint, dass wir dort rechtzeitig ankommen werden.
- Es sieht so aus, als wenn wir dort rechtzeitig eintreffen werden.

Oraya zamanında varacağız gibi görünüyor.

- Du wirst nicht rechtzeitig ankommen, wenn du dich nicht beeilst.
- Sie werden nicht rechtzeitig ankommen, wenn Sie sich nicht beeilen.
- Ihr werdet nicht rechtzeitig ankommen, wenn ihr euch nicht beeilt.

Acele etmezseniz zamanında oraya varmayacaksınız.

Beeil dich und du wirst den Bus rechtzeitig erreichen!

Acele et, otobüse zamanında yetişeceksin.

Ich nahm ein Taxi, um rechtzeitig dorthin zu kommen.

Oraya zamanında varmak için bir taksiye bindim.

Beeile dich, dann bist du rechtzeitig in der Schule.

Acele et, ve zamanında okulda olacaksın.

Es war eine Hetze, rechtzeitig zum Bahnhof zu kommen.

İstasyona vaktinde varmanın yarışıydı.

Auf dem Lande kommen die Busse meistens nicht rechtzeitig.

Ülkedeki otobüsler çoğunlukla zamanında gelmezler.

Wir haben es nicht geschafft, unsere Hausaufgaben rechtzeitig fertigzustellen.

Ev ödevimizi zamanında bitiremedik.

Ich glaube, dass Tom nicht rechtzeitig hier sein wird.

Tom zamanında burada olacağını sanmıyorum.

Tom hat es gerade noch rechtzeitig geschafft, zu entkommen.

Tom tam zamanında kaçmayı başardı.

Ich versichere Ihnen, dass alles rechtzeitig fertig sein wird.

Her şeyin zamanında hazır olacağını sana garanti ediyorum.

Rase nicht so! Wir kommen schon noch rechtzeitig an!

O kadar hızlı yürüme. Biz oraya zamanında varacağız.

Ich bin gerannt, um es noch rechtzeitig zu schaffen.

Bunu zamanında yapmak için koştum.