Examples of using "Langes" in a sentence and their turkish translations:
Onun saçı uzun.
Onun uzun saçı var.
Onun uzun saçı var mı?
Kimse uzun süre bir şey söylemedi.
Sonra uzun bir bekleyiş dönemi geldi.
Mary'nin uzun güzel saçları var.
Uzun, kıvırcık saçları var.
Mary'nin uzun, altın sarısı saçları var.
Çok uzun saçlarım var.
Bana uzun bir ip gerek.
Çok uzun saçım var.
Mary'nin çok uzun saçı var.
Tom'un uzun, kıvırcık saçları vardır.
- Tom'un saçı çok uzundur.
- Tom'un saçı çok uzun.
Onun uzun konuşmasından sıkıldım.
Onun geçen yıl uzun saçı vardı.
Onun uzun saçları rüzgârda uçuştu.
Dedem uzun yaşadı.
Tom uzun sıcak bir banyo aldı.
Mary uzun bir sıcak banyo aldı.
Uzun ve mutlu bir hayata!
Uzun hafta sonunun tadını çıkardığını umuyorum.
Onunla uzun bir konuşmam oldu.
Önemsiz bir problem, uzun tefekküre ihtiyaç duymaz.
Tom'la uzun bir görüşme yaptım.
Tom uzun ve mutlu bir yaşam sürdü.
Mary uzun ve mutlu bir hayat yaşadı.
Onun uzun saçı yüzünün yarısını örttü.
Tom gitar çalar. Saçı da uzundur.
O uzun saçlı.
Onunla ilk tanıştığımda Tom'un uzun saçları vardı.
Hem Mary hem de Alice'in çok uzun saçları var.
Mary'nin uzun koyu renk saçları ve koyu renk gözleri var.
Mary'nin uzun sarı saçları ve mavi gözleri var.
- Uzun saçım var.
- Benim uzun saçım var.
- O uzun saçlı.
- Onun saçı uzun.
Mary genellikle uzun saçını iki örgü yapar.
Tom hikayeyi duyduğunda suratını astı.
Tom'un çok uzun saçı var.
- O, uzun ömürlü olmayacak.
- O, uzun bir hayat yaşamayacak.
Tom'un at kuyruğu yaptığı uzun bir saçı var.
Bence, geç saatlere kadar yatmamak birinin sağlığı için kötüdür..
Tom'un geçen sene uzun saçı vardı.
Mary'yi uzun saçlı genç bir adamla konuşurken gördüm.
Siz gençsiniz ve sağlıklısınız ve mutlaka uzun bir hayat yaşayacaksınız.
Bir at bir bara girer. Barmen "Neden bu kadar uzun bir yüz?" diye sorar.
Saçım çok uzun.