Examples of using "Geworfen" in a sentence and their turkish translations:
Ok yaydan çıktı.
Oyuncağını attı.
Tom takımdan atıldı.
O, takımdan atıldı.
Tom otobüsten atıldı.
Sonra da güverteye atılıyorlar.
Onu nehre attım.
Biri Tom'a bir taş attı.
İnek, çift başlı bir buzağı doğurdu.
Onlar 2.30'da bizi bardan kovdu.
yapacağı ilk şey kaputun altına bakmak olur
O, çitin üzerinden bir top attı.
Soluksuz biçimde zarların atılmasını beklersin.
Çocuk kediye bir taş fırlattı.
Tom üç ay önce okuldan atıldı.
Hem Tom hem de John takımdan atıldılar.
John bana küfretti.
Mary bana küfretti.
Tom bana küfretti.
Ekipten atıldı çünkü uyuşturucu kullanıyordu.
Pahalı bir bıçağı yanlışlıkla çöpe attım.
Tom'un atacak bir şeyi olsaydı, ona atardı.
Ben üç ay önce oğlumu evden kovdum.
Tom kuralların birine uymadı ve okuldan atıldı.
top böyle havaya atılır birisinin ismi söylenir
Ben sadece blogunuza bir göz attım-O ilginç görünüyor.
Okuldan atıldım.
Tom bana bir yastık attı.
Ben küçükken babam beni havaya atardı.
Oğlu okuldan atıldı.
Biz fırtınalı denizde teknenin savrulduğunu gördük.
Onun nehre iki tabanca attığını çok açıkça hatırlıyorum.
Ateist olduğunu itiraf ettiği zaman ailesi onu evden kovdu.
- Hiç kargalara taş attın mı?
- Kargalara hiç taş attın mı?
Hükümet aslında skandalı örtbas etmede başarılı oluncaya kadar hâlâ kaç tane duman bombası atılmak zorunda?
Onlar hapse konulmalıdır.
Tom'un bir otobüsün önüne atladığı doğru mu?
Arkadaşım, önündeki arabanın sürücüsünün camdan dışarıya bir sigara izmariti attığını görünce çok sinirlendi.
Tom kitabı kanepeye attı.
Tom Mary'yi seviyor fakat Mary John'u seviyor. İşleri daha ilginç hale getiren, John Alice'i seviyor fakat Alice Tom'u seviyor.
Tarih kitapları Moğolların Bağdat'ı işgalinden sonra birçok kitabın Dicle Nehri'ne atıldığını ve bu yüzden nehrin renginin kitapların mürekkebiyle maviye döndüğünü yazıyor.
Alice nehir kıyısında kız kardeşinin yanında oturmaktan sıkılmaya başlamıştı ve yapacak da bir şeyi olmadığından bir iki kez kız kardeşinin okuduğu kitaba çaktırmadan bakıverdi fakat kitapta resim ya da diyalog yoktu, Alice de "resimsiz ve diyalogsuz bir kitap ne işe yarar" diye kendi kendine düşündü.