Examples of using "Fange" in a sentence and their turkish translations:
- Ben başlayacağım.
- Başlayacağım.
Sinek yakalamayı severim.
Bununla başlayacağım.
Sadece başlıyorum.
Yarın başlarım.
Ben ne zaman başlarım?
Bu öğleden sonra başlıyorum.
Ben sadece başlıyorum.
Bira ile başlıyorum.
Asla çıngar çıkarmam.
Bir soru sorarak başlayacağım.
Peki, nerede başlarım?
- Yeni bir hayata başlıyorum.
- Yeni bir yaşama yelken açıyorum.
Herkese merhaba. Baştan başlayacağım.
Ben gitmiyorum, geliyorum!
"Ben gitmiyorum, geliyorum."
sevimsiz bulmaya başlıyorum.
Baştan başlayacağım.
Hatırlamaya başlıyorum.
Yarın diyete başlıyorum.
Ken'den yavaş yavaş hoşlanmaya başlıyorum.
Her yıl grip olurum.
Sana aşık olmaya başlıyorum.
Yarın başlarım.
Gelecek hafta yeni bir işe başlayacağım.
Sanırım bir şişe birayla başlayacağım.
"Bitirdin mi?" "Aksine, yeni başlıyorum."
Sana karşı sabrımı kaybetmeye başlıyorum.
Tom'u yakala.
Bitiremiyeceğin bir şeye başlama.
Gelecek sene Avustralya'da Fransızca dersi vereceğim.
Gerildiğimde, ben saatlerce yemek pişirmeye başlarım.
Kötü bir ruh hali içinde olduğumda, şarkı söylemeye başlarım.
Bundan pişman olmaya başlıyorum.
Bunun iyi bir fikir olup olmadığını merak etmeye başlıyorum.
Sabrımı kaybetmeye başlıyorum.
Tom'un gerçekten Fransızcayı o kadar iyi anlayabilip anlayamayacağından şüphe etmeye başlıyorum.
Her gün saat sekizde evden ayrılıyorum ve saat dokuzda çalışmaya başlıyorum.
Sabrımı kaybetmeye başlıyorum.
İyi bir video kamera alır almaz, online koymak için videolar yapmaya başlayacağım.
Tom'un hatalı olduğuna asla ikna edemeyeceğimize inanmaya başlıyorum.
Sanıyorum haklıyım ama bunun için mücadele etmeyeceğim.