Translation of "Backen" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Backen" in a sentence and their turkish translations:

- Wir backen Kekse.
- Wir backen Plätzchen.

Kurabiye yapıyoruz.

Backen macht Spaß.

Fırında bir şeyler pişirmek keyiflidir.

Sie backen gute Kuchen.

Onlar iyi kekler pişiriyorlar.

Wir backen traditionelles Brot.

Biz geleneksel ekmek pişiririz.

Wir backen einen Möhrenkuchen.

Biz havuçlu pasta pişiriyoruz.

Ich kann Brot backen.

Ben ekmek pişirebilirim.

Katrin kann Kuchen backen.

Kate nasıl pasta yapacağını bilir.

Sie backen eine köstliche Pizza.

Onlar lezzetli bir pizza pişirdiler.

Im vorgeheizten Ofen 1 Stunde backen.

Önceden ısıtılmış fırında 1 saat pişir.

Meine Mutter wird den Kuchen backen.

Annem pastayı pişirecek.

Irgendetwas sagt mir, ich solle einen Kuchen backen.

Bir şey bana bir pasta pişirmemi söylüyor.

Tom will einen Kuchen für Marias Geburtstagsfeier backen.

Tom Mary'nin doğum günü partisi için bir kek pişirecek.

Ich war gerade dabei einen Kuchen zu backen.

- Ben bir kek yapıyordum.
- Kek pişiriyordum.

Ich brauche Zucker, um einen Kuchen zu backen.

Kek yapmak için biraz şekere ihtiyacım var.

Niemand kann so gut Pizza backen wie Tom.

Hiç kimse Tom'un yapabildiği kadar iyi pizza yapamaz.

Mary mischte die Zutaten, um einen Kuchen zu backen.

Mary bir pasta yapmak için malzemeleri karıştırdı.

- Was backt ihr?
- Was bäckst du?
- Was backen Sie?

Ne pişiriyorsun?

Zum Backen dieses Kuchens braucht man Backpulver und ungesalzene Butter.

Bu keki yapmak için kabartma tozu ve tuzsuz tereyağına ihtiyacın var.

Ich kann nicht Brot backen, da ich keinen Ofen habe.

Fırınım olmadığı için ekmek pişiremem.

Aus Mehl, Milch und einem Ei kann man einen Kuchen backen.

Sen un ve süt ve yumurta ile bir pasta yapabilirsiniz.

Man kann keinen Eierkuchen backen, ohne ein paar Eier zu zerschlagen.

- Yumurta kırmadan omlet yapamazsın.
- Hem karnım doysun, hem pastam dursun olmaz.

Tom lachte so sehr, dass ihm Tränen über die Backen hinabliefen.

Tom'un gülmekten gözlerine yaş geldi.

Danach im vorgeheizten Backofen bei 175 °C ca. 1 Std. backen.

Daha sonra, önceden 175ºC'ta ısıtılmış bir fırında yaklaşık 1 saat boyunca pişir.

Einen Kuchen zu backen beansprucht mehr Zeit, als ein Ei zu braten.

Pastayı pişirmek yumurta kızartmaktan çok daha fazla zaman alır.

Hast du schon mal in Erwägung gezogen, Kartoffeln zu backen, statt sie zu braten?

Sen hiç onları kızartma yerine patateslerini fırında pişirmeyi düşündün mü?

Viele Leute denken, Biskuit sei schwierig zu backen, aber wenn man genug Eier nimmt, kann eigentlich nichts schief gehen.

Bir sürü kişi pandispanyayı fırınlanması zor sanmakta, ama yeterince yumurta kullanırsanız hiçbir şey sahiden ters gitmeyebilir.