Examples of using "Plus " in a sentence and their turkish translations:
Daha hızlı, daha yüksek, daha güçlü.
hepsi ve daha fazlası
daha yaratıcı, daha optimistik,
Daha büyük, daha cesur.
Yaşlandıkça, daha alçak gönüllü oldu.
Daha yakından bak.
Ne kadar çok okursan o kadar çok bilirsin.
Gökyüzü gittikçe karardı.
Şu andan itibaren daha dikkatli olun.
Onu daha küçük yap.
Daha uzun, daha mı yakışıklıyız?
Tamam, burada çok sıklaşıyor
Yamaç çok fena dikleşiyor.
Yirmi yıldan uzun bir süre sonra,
ve gitgide taşıyor.
Ne kadar çok sahip olursak, o kadar çok isteriz.
Sesinizi yükseltin.
Yüksek sesle konuş!
Ne kadar çok konuştuysa, o kadar çok sıkıldım.
- Bundan her geçen gün daha çok hoşlanıyorum.
- Bunu gün geçtikçe daha çok seviyorum.
- Bunu gitgide daha çok seviyorum.
Bu daha basit ve daha güvenilir.
Onun hakkında artık düşünme.
Ne kadar çok alırsam o kadar çok isterim.
Daha hızlı hareket et!
Bizde de hiç yumurta kalmadı.
Ne kadar çok öğrenirsek o kadar çok unuturuz.
Daha dakik olun.
Daha yükseği hedefle.
Ne kadar çok şeye sahipseniz o kadar çok arzu edersiniz.
Artık beni arama.
Daha fazla istedim.
- Sana olan sevgim gittikçe artıyor.
- Sana olan aşkım gittikçe şiddetleniyor.
Artık yalnız değilsin.
Artık hiç eğlenceli değilsin.
dünyanın daha güvenli, temiz ve eşitlikçi olduğu zamanları.
Gökyüzü gittikçe karardı ve rüzgar gittikçe daha sert esti.
Ne kadar çok öğrenirsen, o kadar çok öğrenmek istersin.
Dünya gitgide artan bir hızla değişiyor.
pek de yanıma kalmaz.
Görüşürüz!
Tüm ciddiyetimle söylüyorum,
görüşmek üzere
yahu yok artık
daha sonrasında ise
Yok artık ya!
Daha sesli.
- Daha sessiz!
- Sessiz!
Daha hızlı!
Artık beklemeyelim.
Ben daha fazlasını umuyordum.
Görüşürüz.
Bir daha asla!
Hava gittikçe kararıyor.
Gittikçe gürültülü oluyordu.
Gittikçe güzelleşiyor.
O güzelleşiyor.
O gittikçe ünlü oldu.
Bu gittikçe zorlaşmaya devam ediyor.
Hava gittikçe ısınıyor.
Biz yaşlandıkça, hafızamız zayıflar.
Buna daha sonra döneceğim.
Onu ne kadar çok tanırsam onu o kadar çok severim.
Nefes almak giderek zorlaşıyor.
Hava gittikçe sıcak olacak.
Onu daha sonra ayrıntılı olarak açıklayacağım.
Bu daha tuhaf oluyor.
Kalabalık gittikçe büyüyor.
Hava giderek soğuyor.
Her şey gittikçe daha karmaşıklaşıyor.
Düşman gittikçe daha güçlü oluyor.
Hava daha sıcak.
Gittikçe güçsüzleşiyorum.
Gittikçe sinirlendiler.
Gün gittikçe uzuyor.
Gündüzler gittikçe daha çok ısınıyor.
O, giderek daha çok kaygılanıyordu.
Sonbahar yaklaştıkça gece daha da uzun olur.
Ben daha fazla bekleyemem.
Artık genç değilsin.
Mutludan öteyim.
Seni her gün gittikçe daha çok seviyorum.
Gittikçe daha fazla insan yardım etmeyi teklif etti.
O yaşlanırken gittikçe daha inatçı oluyor.
Ben çok mutluyum.
Ne kadar çok çikolata yersen o kadar çok şişmanlarsın.
Her gün gittikçe güzelleşerek büyüdü.
Ne kadar çok bakarsan, o kadar çok görürsün ve onlar o kadar çok ilginç olur.
Tom yüksek sesle kapıyı çaldı.
Daha dikkatli olman gerekiyor.
çünkü çevre git gide artarak daha kötü hale geldi.
Oyuk ne kadar derin olursa çapa da o kadar kuvvetli olur.
Bu meşale gittikçe sönüyor.
Gittikçe kendi dişilik organlarını
Ve vücut uyum sağladıkça her şey daha da kolaylaşıyor.
Artık beslenme veya avlanma yoktu.