Examples of using "Oignons" in a sentence and their turkish translations:
O onun işi.
O senin işin.
Tom soğandan nefret ediyor.
- Sizi ilgilendirmez.
- Bu sizi ilgilendirmez!
- Sana ne.
Tom çiğ soğanlardan nefret eder.
Biz çiğ soğandan nefret ediyoruz.
- Seni ilgilendirmez.
- Bu sizi ilgilendirmez.
- Bu seni ilgilendirmez.
Neden kendi işine bakmıyorsun?
Soğanın tadını sevmiyorum.
Soğandan başka her şeyi yiyebilirim.
Mary soğan doğrarken kendini kesti.
Soğan çiğ ya da pişmiş yenilebilir.
Soğanlar patateslerden daha çabuk pişer.
- Seni ilgilendirmez.
- Sizi ilgilendirmez.
- Onun sizinle bir ilgisi yok.
- Bu sizi ilgilendirmez.
- Bu seni ilgilendirmez.
- Sana ne.
Soğandan nefret ettiğimden daha fazla havuçtan nefret ediyorum.
Hepsi çorbamın bir parçasıydı ama soğanlar hala yakıyordu.
Bu sizi ilgilendirmez.
Bu senin işin değil.
Bu gerçekten seni ilgilendirmez.
Salatalıklar, ıspanak, brokoli ve soğanlar nişastalı olmayan sebzeler olarak kabul edilirler.
- O onun işi değildir.
- O onun işi değil.
- Seni ilgilendirmez.
- Sana ne.
O onun işi değil.
- Seni ilgilendirmez.
- Sizi ilgilendirmez.
- Onun sizinle bir ilgisi yok.
- Bunun sizinle bir ilgisi yok.
- Bu sizi ilgilendirmez.
- Bu seni ilgilendirmez.
- Sizinle bir ilgisi yok.
- Bu seninle ilgili değil.