Translation of "Mont" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Mont" in a sentence and their turkish translations:

Le mont Fuji est extraordinaire.

Fuji Dağı olağanüstüdür.

J'ai vu le Mont Fuji.

Mt Fuji'yi gördüm.

- Quelle hauteur a le mont Blanc ?
- Quelle est la hauteur du mont Blanc ?

Blanc Dağı'nın yüksekliği nedir?

- Quelle hauteur a le mont Fuji ?
- De quelle hauteur est le mont Fuji ?

Fuji Dağı'nın yüksekliği nedir?

Que signifie Chomolungma ou "mont Everest" ?

Chomolungma veya "Everest Dağı" bizim için ne ifade ediyor?

J'ai déjà escaladé le Mont Fuji.

Daha önce Fuji Dağı'na tırmandım.

- Avez-vous déjà fait l'ascension du Mont Fuji ?
- Avez-vous déjà gravi le Mont Fuji ?

Fuji Dağı'na hiç tırmandın mı?

- Je voudrais refaire l'ascension du Mont Fuji.
- Je voudrais à nouveau escalader le Mont Fuji.

Fuji Dağı'na tekrar tırmanmak istiyorum.

- J'aimerais bien escalader le Mont Fuji de nouveau.
- Je voudrais à nouveau escalader le Mont Fuji.

Fuji Dağı'na tekrar tırmanmak istiyorum.

Le Mont Aso est un volcan actif.

Aso dağı aktif bir yanardağdır.

Le mont Blanc mesure 4807 mètres d'altitude.

- Mont Blanc Dağı'nın yüksekliği 4807 metreye ulaşmaktadır.
- Mont Blanc'ın yüksekliği 4807 metreye ulaşmaktadır.

Je n'ai jamais escaladé le mont Fuji.

Ben Fuji Dağı'na hiç tırmanmadım.

Avez-vous déjà escaladé le Mont Aso?

Sen hiç Aso Dağına tırmandın mı?

J'ai escaladé le Mont Fuji trois fois.

Mt. Fuji'ye üç kez tırmandım.

J'ai toujours voulu monter le mont Fuji.

Her zaman Fuji Dağı'na tırmanmak istedim.

Nous pouvons voir le mont Fuji au loin.

Bu mesafeden Fuji Dağını görebiliriz.

L'avion a volé au-dessus du mont Fuji.

Uçak Fuji Dağının üzerinden uçtu.

Aujourd'hui, on voit très bien le mont Fuji.

Bugün Fuji Dağı'nı net olarak görebiliriz.

Jiro a fait un croquis du mont Fuji.

Jiro Fuji dağının krokisini çizdi.

Sa maison est au pied du Mont Fuji.

Onun evi Fuji Dağının eteğinde.

Mon frère n'a jamais escaladé le mont Fuji.

Erkek kardeşim Fuji Dağına asla tırmanmadı.

Le mont Fuji était au-dessus des nuages.

Fuji Dağı bulutların üzerindeydi.

Je voudrais à nouveau escalader le Mont Fuji.

Fuji Dağına bir kez daha tırmanmak istiyorum.

Je suis monté au sommet du Mont Fuji.

Mt.Fuji'nin zirvesine tırmandım.

Vue de loin, cette montagne ressemble au Mont Fuji.

- Uzaktan bakınca bu dağ Fuji dağı gibi görünüyor.
- Uzaktan bakınca bu dağ Fuji dağına benziyor.

Le Mont Fuji est recouvert de neige en hiver.

Fuji Dağı kışın karla kaplıdır.

Le Mont Blanc est la plus haute montagne d'Europe.

Mont Blanc, Avrupa'daki en yüksek dağdır.

Le sommet du mont Fuji est couvert de neige.

Fuji Dağının tepesi karla kaplıdır.

Ils ont abandonné leur projet d'escalader le mont Fuji.

Fuji Dağına tırmanma planlarından vazgeçtiler.

Le Mont Everest est le plus haut du monde.

- Everest Dağı dünyanın en yüksek zirvesidir.
- Everest dünyanın en yüksek zirvesidir.

Le Mont Ontaké est entré en éruption au Japon.

Japonya'daki Ontake dağı püskürdü.

Aucune montagne au monde n'atteint la hauteur du Mont Everest.

Dünyada Everest dağı kadar yüksek başka bir dağ yoktur.

Par beau temps, on peut apercevoir le mont Fuji d'ici.

Açık bir günde buradan Fuji dağını görebilirsiniz.

Le mont Fuji est la plus haute montagne du Japon.

Fuji Dağı Japonya'nın en yüksek dağıdır.

- Le mont Fuji est la plus haute des montagnes du Japon.
- Le mont Fuji est plus haut que n'importe quelle autre montagne japonaise.

Fuji dağı, Japonya'daki başka herhangi dağdan daha yüksektir.

Il y a une belle vue du Mont Akagi à l'étage.

Üst kattan Akagi dağının güzel bir manzarası var.

Aucune montagne au Japon n'est plus grande que le Mont Fuji.

Japonya'da hiçbir dağ Fuji dağından daha yüksek değildir.

Il a gravi le mont Everest à 21 reprises en 20 ans,

20 yıl boyunca Everest Dağı'na 21 kez tırmandı.

Il fut le premier à effectuer l'ascension du mont Fuji en hiver.

O, kışın Fuji Dağına tırmanan ilk adamdı.

Qui est le premier à avoir atteint le sommet du mont Everest ?

Everest Dağı'nın zirvesine ilk olarak kim ulaştı?

Tenzing a dit qu'il m'emmènerait pour l'expédition sur le mont Everest en 53.

1953 yılındaki Everest tırmanışına beni de yanında götüreceğini söyledi.

- Il travaille chez un prêteur sur gages.
- Il travaille au Mont-de-piété.

O bir rehinci dükkanında çalışır.

Nous ne pouvons pas voir le mont Fuji de là où nous sommes.

Biz buradan Fuji dağını göremeyiz.

Demain à la même heure, nous serons en pleine ascension du Mont Fuji.

Yaklaşık olarak yarın bu zaman, Fuji dağına tırmanıyor olacağız.

Il n'y a pas de montagne plus grande que le Mont Fuji au Japon.

Japonya'daki hiçbir dağ Fuji dağından daha yüksek değildir.

Au moins trente-et-une personnes ont été tuées lors de l'éruption du Mont Ontaké.

Ontake Dağı püskürdüğünde en az 31 kişi öldü.

En 1953, Edmund Hillary et le Sherpa Tenzing Norgay furent les premiers à gravir le mont Everest.

1953 yılında, Sir Edmund Hillary ile Tenzing Norgay Sherpa, Everest'in zirvesine ayak basan ilk insanlar oldular.

- L'Elbrouz est la plus haute montagne en Europe.
- En Europe, le Mont Elbrouz est le point culminant.

Elbruz Dağı Avrupa'nın en yüksek dağıdır.

Pendant les vacances ma sœur et moi sommes restées dans un petit village au pied du mont Fuji.

Kız kardeşim ve ben tatilde Fuji Dağı'nın dibindeki ufak bir köyde kaldık.

J'avais hâte de voir une vue panoramique du mont Fuji mais, malheureusement, il était complètement caché par les nuages.

Fuji Dağının doğal manzarasını görmeye can atıyordum fakat maalesef o tamamen bulutların arkasına saklanmıştı.

Le mont Ararat est le symbole de l'Arménie, mais se trouve en fait sur le territoire de la Turquie.

Ağrı Dağı, Ermenistan'ın sembolüdür ama aslında Türkiye toprakları üzerinde yer almaktadır.

Il y a de nombreuses années, on a demandé au grand explorateur britannique George Mallory, qui devait mourir sur le mont Everest,

Yıllar önce Everest Dağı'nda ölecek olan büyük İngiliz kaşif George Mallory'ye