Translation of "Tapasin" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Tapasin" in a sentence and their turkish translations:

- Tapasin Christinen eilen.
- Tapasin eilen Christinen.

Dün Christine'le tanıştım.

- Tapasin mukavan naisen.
- Tapasin kivan naisen.

Ben güzel bir kadınla tanıştım.

- Tapasin Tomin kaverin.
- Tapasin Tomin ystävän.

Tom'un bir arkadaşıyla tanıştım.

Tapasin ystäväsi.

Ben senin arkadaşınla buluştum.

- Minä tapasin Tomin vihdoinkin.
- Vihdoinkin tapasin Tomin.

- Sonunda Tom tanıştım.
- Nihayet Tom'la bir araya geldim.

- Tapasin Tomin kanssa uudestaan.
- Tapasin Tomin toistamiseen.

Tom'la tekrar karşılaştım.

Tapasin Janen sattumalta.

Kazara Jane ile karşılaştım.

Tapasin hänet sattumalta.

Ben onunla şans eseri tanıştım.

Tapasin isäsi eilen.

- Ben dün sizin babanızla tanıştım.
- Dün babanla karşılaştım.

Tapasin hänet eilen.

Onunla dün tanıştım.

Tapasin Tomin täällä.

Tom'la burada karşılaştım.

Tapasin vanhan naisen.

Yaşlı bir kadınla tanıştım.

Tapasin amerikkalaisen naisen.

Amerikalı bir kızla tanıştım.

Tapasin hänet kadulla.

Caddede ona rastladım.

Kotimatkalla tapasin hänet.

Evime giderken onunla karşılaştım.

Tapasin Christinen eilen.

Dün Cristina ile karşılaştım.

Tapasin isäsi kerran.

Bir keresinde babanla karşılaştım.

- Tapasin Tomin muutama päivä sitten.
- Minä tapasin Tomin muutama päivä sitten.
- Tapasin Tomin pari päivää sitten.
- Minä tapasin Tomin pari päivää sitten.

Geçen gün Tom'la karşılaştım.

- Tapasin hänet muutama kuukausi sitten.
- Tapasin hänet jokunen kuukausi sitten.

Onunla birkaç ay önce tanıştım.

Bussia odottaessani tapasin ystäväni.

Bir otobüs beklerken, arkadaşımla buluştum.

Tapasin lopulta oikean naisen.

Sonunda doğru kadınla tanıştım.

Tapasin hänet eräänä talvipäivänä.

Herhangi bir kış gününde ona rastladım.

Tapasin hänet kadulla sattumalta.

Tesadüfen caddede onunla karşılaştım.

Tapasin Tomin töiden jälkeen.

İşten sonra Tom'la buluştum.

- Tapasin hänet.
- Näin hänet.

Onu gördüm.

Tapasin häntä useaan otteeseen.

Onunla birkaç kez karşılaştım.

Muistan, että tapasin kuningattaren.

Kraliçe ile karşılaştığımı hatırlıyorum.

Tapasin äskettäin vanhan ystäväni.

Geçenlerde eski bir arkadaşa rastladım.

Tapasin opettajani matkalla rautatieasemalle.

Tren istasyonuna giderken öğretmenimle karşılaştım.

Tapasin sattumalta veljesi kadulla.

Tesadüfen, caddede senin erkek kardeşine rastladım.

Tapasin Tomin hänen kotonaan.

Tom ile onun evinde tanıştım.

Tapasin hänet sattumalta junassa toissapäivänä.

Evvelsi gün tesadüfen trende ona rastladım.

Tapasin hänet matkallani koulusta kotiin.

Okuldan eve giderken onunla karşılaştım.

Kävellessäni kadulla tapasin vanhan ystävän.

Yolda yürürken eski bir arkadaşa rastladım.

Tapasin hänet ensimmäistä kertaa Kiotossa.

Onunla ilk karşılaşmam Kyoto'da oldu.

Tapasin hänet ensimmäisen kerran Kiotossa.

Ona ilk kez Kyoto'da rastladım.

Viime viikolla tapasin hänen sisarensa.

Geçen hafta onun kız kardeşiyle buluştum.

Tapasin hänet kolme vuotta sitten.

Ben onunla üç yıl önce tanıştım.

Tapasin sattumalta vanhan ystävän Tokiossa.

Kyoto'da şans eseri eski bir arkadaşa rastladım.

Tapasin tyttöystäväni viisi vuotta sitten.

Ben kız arkadaşımla beş yıl önce tanıştım.

- En muista milloin tapasin hänet ensimmäisen kerran.
- En muista milloin tapasin hänet ensimmäistä kertaa.

Onunla ilk tanışmamı hatırlamıyorum.

Tapasin eilen Bernadin yllättäen eräässä ravintolassa.

Dün tesadüfen bir lokantada Bernhard ile karşılaştım.

Tapasin hänet kun hän vielä opiskeli.

O okurken onunla tanıştım.

Tapasin miehen, joka näytti minulle reitin.

Ben adamla karşılaştım, bana yol gösterdi.

Tapasin kanadalaisen, jonka nimi on Tomi.

Tom adında Kanadalı bir adamla tanıştım.

Tapasin miehiä, jotka olivat maailman parhaita jäljittäjiä.

Muhtemelen dünyadaki en iyi izcilerden olan bu adamlarla tanıştım.

En muista milloin tapasin Tomin ensimmäistä kertaa.

- Tom ile ne zaman tanıştığımı hatırlamıyorum.
- Tom'la ilk kez ne zaman karşılaştık anımsamıyorum.

En muista missä tapasin Tomin ensimmäisen kerran.

Tom'la ilk defa nerede buluştuğumu hatırlayamıyorum.

En muista, koska tapasin hänet ensimmäistä kertaa.

Onunla ilk kez ne zaman karşılaştığımı hatırlamıyorum.

Tämä on se poika, jonka tapasin siellä eilen.

Bu dün orada tanıştığım çocuk.

Olin juhlissa muutaman kaverini kanssa, kun tapasin Tomin.

Tom'la tanıştığımda bazı arkadaşlarla bir partideydim.

- Tomi ei näyttänyt voivan hyvin viime kerralla, kun tapasin hänet.
- Tomi ei näyttänyt voivan hyvin viimeksi, kun tapasin hänet.

Tom onu son kez gördüğümde iyi görünmüyordu.

- Tapasin Tomin joitakin minuutteja sitten.
- Näin Tomin muutama minutti sitten.

Birkaç dakika önce Tom'u gördüm.

"Oletko tuntenut Tomin pitkän aikaa?" "En, tapasin hänet vasta hiljattain."

"Tom'u uzun zamandır tanıyor musun?" "Hayır, daha yeni tanıştım."

Muistatko mitä sinulla oli päälläsi, kun tapasin sinut ensimmäistä kertaa?

- Seninle ilk karşılaştığımda ne giydiğini hatırlıyor musun?
- Seninle ilk tanıştığımda ne giydiğini hatırlıyor musun?

- Tapasin Tomin tänä iltana.
- Näin Tomin kanssa tänä iltana.
- Näin Tomin tänä iltana.

Bu gece Tom'u gördüm.

- Eilen tapaamani mies oli herra Hill.
- Mies, jonka tapasin eilen, oli herra Hill.

Dün tanıştığım adam Bay Hill'di.

”Kuka tämä Tom oikein on?” ”Hän on hurmaava nuorimies, jonka tapasin muutama päivä sitten.”

"Kim bu Tom?" "Birkaç gün önce rastladığım çekici genç bir adam."