Examples of using "Päässä" in a sentence and their turkish translations:
Üç blok ötede yaşıyorum.
Benzin istasyonu bir kilometre ileride.
Sadece 10 metre ilerimizde, bakın.
Banyo holün sonundadır.
Lokomotif trenin sonundadır.
Tünelin bitiminde bir ışık gördüm.
Kadın masanın üstündedir.
Tom bir maske taktı.
İstasyon 100 metre uzaklıktadır.
Ev iki mil uzakta.
Masanın diğer ucunda kim oturuyor?
Ondan on dakika uzaklıkta yaşıyoruz.
O buradan yaklaşık çeyrek mil.
Biz sadece iki milyondan biraz uzaktayız.
İstasyondan iki kilometre uzakta bir pansiyon var.
Ağacın beş metre uzağında bir kedi var.
- Çeyrek kilometre ötede bile bomba sesi duyuldu.
- Bombanın sesi çeyrek kilometre öteden bile duyuldu.
Bu tünelden çıkmak için ışığı takip edeceğiz.
Bunu aştıktan sonra, hâlâ kilometrelerce uzakta olduğunu fark ediyorsunuz.
Tom'un dairesi tren istasyonundan yürüme mesafesindedir.
Tom sadece birkaç blok ötede yaşıyor.
Benim dairem istasyondan beş dakikalık yürüme mesafesinde bulunmaktadır.
Okul sadece beş dakika yürüme uzaklığında.
Dünya, Güneş'ten 149,6 milyon kilometre uzaklıktadır.
15 kilometre ileride, soğuk zincir güzergâhının kuzeydoğusunda.
Parsın ağzı... Belki iki buçuk santimden daha yakındı, sağ kulağımın hemen yanındaydı
Kampımız buradan yaklaşık 5 mil aşağı yönde.
Tom'un evi buradan sadece üç sokak ötede.
Aradığımız Embarra Köyü 43 kilometre batıda,
Ama beslenecek en yakın yerlerin uzaklığı 100 kilometreyi aşabiliyor.
O, bir blok ötede yaşıyor ve onun adı Susan.
Soğuk zincir güzergâhının sonuna yaklaşıyoruz. Embarra Köyü sadece birkaç kilometre uzaklıkta.
Okulun ne kadar uzakta?
Buradan uzun bir yol.
Yalnızca altı kilometre batıda ama bu bizim için kolay olmayacak.
Yavruları üç kilometre uzakta. Büyük erkek de hâlâ bölgede.
- Tom ve Mary her ikisi de güneş gözlüğü takıyorlardı.
- Hem Tom hem de Mary güneş gözlüğü takıyorlardı.
O kısa bir yürüyüş.