Translation of "Kovan" in Turkish

Tom sai kovan iskun päähänsä.

Tom kafasından ağır bir darbe aldı.

Menestyksenne on kovan työnne tulosta.

Başarınız sıkı çalışmanızın sonucudur.

Peli peruutettiin kovan sateen johdosta.

Şiddetli yağmur nedeniyle, oyun iptal edildi.

Lonkeroiden juuressa - on pora, joka läpäisee kovan kuoren.

Her kolunun dibinde, sert kabukları aşabilecek bir delici var.

Hän ei voinut lähteä ulos kovan myrskyn takia.

Kötü bir fırtına nedeniyle dışarı çıkamadı.

Ryhmissä kulkeminen, kovan musiikin soittaminen, soihtujen ja keppien kantaminen -

Grup hâlinde gezmek, yüksek sesle müzik çalmak, fener ve sopa taşımak

Hakku on pitkävartinen työkalu, jota käytetään kovan maanpinnan rikkomiseen.

Bir kazma sert zemin yüzeyleri parçalamak için kullanılan uzun saplı bir araçtır.