Examples of using "Itse" in a sentence and their turkish translations:
Kendine dikkat et.
- İstediğini yap.
- Keyfin bilir.
Onu kendim yapmak istiyorum.
Bakanla kendim konuştum.
Git ona kendin söyle.
Onu kendim yapabilirim.
Bunu kendim yapabilirim.
Saçımı kendim kestim.
- Onu ben kendim yaptım.
- Kendim yaptım.
Onu kendiniz yapın.
Bunu kendiniz mi yaptınız?
Kendi kararını ver.
Bunu kendin mi çizdin?
Onu tek başına mı yaptın?
Ben onları kendim yaptım.
Oraya kendin git.
Niçin Tom'a kendin sormuyorsun?
O, oraya yalnız gitti.
Bu köpek kulübesini tek başıma yaptım.
O, meyve suyunu kendi başına yaptı.
Kendi kendime düşünmek istiyorum.
Tom onu kendi başına yaptı.
- Onu kendim yaptım.
- Kendim yaptım.
Hayır, ben değilim; sensin!
O onu kendisi yaptı.
Ben kendim burada bir yabancıyım.
Sana kendin için karar verdireceğim.
Ben bütün işi kendim yaptım.
- Arabamı tek başıma tamir etmeyi başardım.
- Arabamı tek başıma tamir edebildim.
Neden ona kendin söylemiyorsun?
Her şeyi kendi başıma yapabilirim.
O, onu kendisi denedi.
Bunu kendim yapabilir miyim?
Her şeyi tamamen tek başıma yaptım.
Tom ev ödevini tek başına yaptı.
Tom evi kendisi boyuyor.
Sen kendin bilmelisin.
Aslında canım konuşmak istiyor.
Aslında çok kolaydır.
Ama aslında çöl altın köstebeğidir.
Aslında, onu bilmiyordum.
Onu kendin yapmalısın.
Bunu kendim yapmak zorundayım.
Ben aslında oldukça yorgunum.
Bunlar yalnız vermek istediğim kararlar.
Bununla tek başına meşgul olmak zorundasın.
Bunu tek başıma yapmak zorunda olacak mıyım?
Tom sorunu tek başına çözebildi.
Kendi işimi yürütmeye karar verdim.
Bunu kendim yapmam gerekecek.
Bunu tek başına yapmaya çalışma.
Tom tek başına tam bir kutu çikolata yedi.
Bu bebeği kendin mi yaptın?
Bunu tek başına yapmaya kalkışma.
Aslında o ikna edildi.
Mary bütün elbiselerini kendi diker.
Tom bundan bana kendisi bahsetti.
Tom her şeyi kendi taşımayı başardı.
Tom her şeyi kendi yapmayı sever.
Tom garajı tamamen tek başına temizledi.
Tom her zaman onu tek başına yapar.
Tom tek başına yangını söndürebildi.
Oraya kendim gitmek zorundayım.
Tom her şeyi kendisi yapmak zorundaydı.
Bu onun kendi yaptığı bir resim mi?
Ama aslında bu larvalar yenebilir.
Ama en büyük abi kendi başına tırmanabiliyor.
Bu defa o yumurta bırakacak. Etrafta daha az avcı var.
Bu, Mary'nin kendisi tarafından yaptığı elbise.
O kendisi için karar verme hakkına sahip olmalı.
Aslında onu hiç bilmiyordum.
Aslında üniversiteye gitmedim.
- Tom kendi kararını verecek kadar yaşlı.
- Tom kendi kararını vermek için yeterince yaşlı.
O yanlış olduğunu kabul etmez.
Gerçekten eğleneceğim.
Bunu tek başına yapmaya çalışma.
Senin en büyük düşmanın kendinsin.
Neden konuyu kendiniz incelemiyorsunuz?
Aslında onunla tanışmadım.
Tom her şeyi kendi yapamaz.
Tom'un ne kadar eğlendiğini gördüm.
Tom aslında neredeyse otuz.
Tom aslında neredeyse hiç çalışmıyor.
Tom kendi kararını vermek için yeterince yaşlı.
Aslında daha önce bunu hiç denemedim.
Bakın, burası dikleşiyor. O taraftan aşağı inmezdim.
Bakın, şu hasırotları aslında gayet iyidir.
ama aslında tarantulalar yerin altında yaşarlar.
Ateş böceği mürekkep balığı, fotofor adı verilen özel hücreleriyle kendi ışığını üretir.
Aslında, o planlar hakkında bir şey bilmiyordum.
Ben aslında Tom'la aynı fikirdeyim.
Boş ver, onu kendim yapabilirim.
Aslında o iyi yüzemez.
Henüz gerçekten Boston'da bulunmadım.
Aslında Tom'la henüz görüşmedim.
Aslında havyar yemedi.