Examples of using "Ikävä" in a sentence and their turkish translations:
Bunu duyduğuma üzgünüm.
Bunu duyduğuma gerçekten üzgünüm.
Seni özlüyorum.
- Seni özledim.
- Seni özlüyorum.
Vatan hasreti hissediyorum.
Beni özledin mi?
Tom seni özlüyor.
Kimse beni özledi mi?
Boston'u özlüyor musun?
Onu özlüyorum.
Beni özledin mi?
Boston'u özlüyorum.
Çocuklarımı özlüyorum.
- Tom'u özledim.
- Tom'u özlüyorum.
Tom işte kötü bir gün geçirdi.
Herkesi özleyeceğim.
Onu işittiğime üzüldüm.
O onu özlüyor.
Tom ailesini özlüyor.
Seni özleyeceğim.
Arkadaşlarımı özlüyorum.
Eski işimi özlüyorum.
Sizi özledim çocuklar.
Boston'ı çok özledim.
Ne yazık ki, o olmadı.
Tom'un bacağında kötü bir kesiği var.
Tekrar hoş geldin, Tom. Seni özledik.
Gerçekten hepinizi özlüyorum.
- Kedimi özlüyorum.
- Kedimi özledim.
Ben onu özlüyorum.
Seni özledim.
Tom'un hasta olduğunu duyduğuma üzgünüm.
Beni özledin mi?
Tom'u özleyeceğim.
Sen sadece biraz yurtsamışsın.
Beni özledin mi?
Biz de seni özleyeceğiz.
Seni çok özleyeceğim.
Tom'a onu özlediğimi söyle.
Tom memleketini özlemiş.
- Bu ne yazık ki doğrudur.
- Maalesef doğru.
Ne yazık ki babamız cennette değil, bir hücrede.
O arabayı özlüyorum.
Biz Tom'u özledik.
Kız arkadaşımı gerçekten özlüyorum.
Bayram çok sıkıcıydı, neredeyse hemen kaçtım.
Esperanto herkese aittir. Ne yazık ki bunu herkes bilmiyor.
O, ailesini çok özlüyor.
Biz seni çok özledik.
Tom'u özlüyorum. Yakında geri gelir umarım.
Maalesef, bu doğru.