Translation of "Unstable" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Unstable" in a sentence and their turkish translations:

- Tom's unstable.
- Tom is unstable.

Tom dengesiz.

Tom's unstable.

- Tom kararsız.
- Tom gelgeç akıllı.

Well, it's unstable.

Dayanıksız bir yapı olur.

It's too unstable.

Bu çok dengesiz.

Tom is extremely unstable.

Tom son derece istikrarsız.

Tom is mentally unstable.

Tom'un akli dengesi bozuktur.

Layla was extremely unstable.

- Leyla son derece kararsızdı.
- Leyla son derece dengesizdi.

- I think Tom is unstable.
- I think that Tom is unstable.

Tom'un kararsız olduğunu düşünüyorum.

This test suite is unstable.

Bu test maiyeti istikrarsız.

Our happiness will be very unstable,

mutluluğumuz çok istikrarsız

That means navigating unstable abandoned mines,

Yani, dengesiz ve terk edilmiş madenlere,

The weather in April is unstable.

Nisan ayında hava dengesiz.

And sheer cliffs, too unstable to climb.

Ve tırmanmanın mümkün olmadığı dik kayalıklar da var.

Tom told me Mary was emotionally unstable.

Tom bana Mary'nin duygusal yönden kararsız olduğunu söyledi.

She's mentally unstable and probably a killer.

O aklen dengesiz ve muhtemelen bir katil.

Sami lives in a politically unstable country.

Sami siyaseten dengesiz bir ülkede yaşıyor.

Because as you all may know I'm emotionally unstable.

çünkü belki bilirsiniz, duygusal açıdan değişken biriyim.

The unstable security situation in Syria also affects Turkey.

Suriye'deki istikrarsız güvenlik durumu Türkiye'yi de etkilemektedir.

People's emotional lives are becoming more and more unstable.

İnsanların duygusal yaşamları gittikçe daha istikrarsız hale geliyor.

Payment systems are delicate and unstable - Cash is safer.

Ödeme sistemleri narin ve dengesizdir - Nakit daha güvenlidir.

[Bear] This abandoned mine became too unstable to work in,

Bu terkedilmiş maden, içindeki tünelin çökmesine

Inside the magnetosphere, the density of the space plasma—charged particles, like electrons and ions—is much lower than the plasma outside, where the solar wind prevails. The boundary, called the magnetopause, becomes unstable when the two different density regions move at different rates.

Manyetosferin içinde, uzay plazmasının yoğunluğu (elektronlar ve iyonlar gibi yüklü parçacıklar), güneş rüzgarının hüküm sürdüğü dışarıdaki plazmadan çok daha düşüktür. Manyetopoz adı verilen sınır, iki farklı yoğunluk bölgesi farklı hızlarda hareket ettiğinde kararsız hale gelir.