Examples of using "Unstable" in a sentence and their turkish translations:
Tom dengesiz.
- Tom kararsız.
- Tom gelgeç akıllı.
Dayanıksız bir yapı olur.
Bu çok dengesiz.
Tom son derece istikrarsız.
Tom'un akli dengesi bozuktur.
- Leyla son derece kararsızdı.
- Leyla son derece dengesizdi.
Tom'un kararsız olduğunu düşünüyorum.
Bu test maiyeti istikrarsız.
mutluluğumuz çok istikrarsız
Yani, dengesiz ve terk edilmiş madenlere,
Nisan ayında hava dengesiz.
Ve tırmanmanın mümkün olmadığı dik kayalıklar da var.
Tom bana Mary'nin duygusal yönden kararsız olduğunu söyledi.
O aklen dengesiz ve muhtemelen bir katil.
Sami siyaseten dengesiz bir ülkede yaşıyor.
çünkü belki bilirsiniz, duygusal açıdan değişken biriyim.
Suriye'deki istikrarsız güvenlik durumu Türkiye'yi de etkilemektedir.
İnsanların duygusal yaşamları gittikçe daha istikrarsız hale geliyor.
Ödeme sistemleri narin ve dengesizdir - Nakit daha güvenlidir.
Bu terkedilmiş maden, içindeki tünelin çökmesine
Manyetosferin içinde, uzay plazmasının yoğunluğu (elektronlar ve iyonlar gibi yüklü parçacıklar), güneş rüzgarının hüküm sürdüğü dışarıdaki plazmadan çok daha düşüktür. Manyetopoz adı verilen sınır, iki farklı yoğunluk bölgesi farklı hızlarda hareket ettiğinde kararsız hale gelir.