Examples of using "Susan" in a sentence and their turkish translations:
Susan kedileri sever.
Ben Susan Greene.
Susan hiç sigara içmez.
Susan dehşete kapılmıştı.
Susan kedileri sever.
Susan babasının ayakkabılarını parlattı.
Susan babasının ayakkabılarını parlattı.
Susan bir İngiliz adıdır.
Merhaba, Susan. Nasılsın?
Susan iyi bir aşçıdır.
Susan müzik dinlemekten hoşlanır.
Susan bir saat önce ayrıldı.
Susan babasının ayakkabılarını parlattı.
Susan Ramirez burada yaşamıyor.
Susan ve Betty severim ama Susan'ın daha hoş olduğunu düşünüyorum.
Susan, Jill için bir elbise yaptı.
Susan gerçekten annesine çekmiş.
Suzan aslında senin üvey kardeşindir.
Susan, Amerikan tarihi bölümünde okuyor.
Jane Susan'dan daha çekici.
Juan'ın kız kardeşi Susan çok akıllı.
Susan'la iyi geçiniyor musun?
Hem Susan'ı hem de Betty'yi severim fakat sanırım Susan ikisinin daha güzel olanıdır.
Üzgünüm fakat Susan'la evlenemezsin.
Susan o zaman piyano çalmıyordu.
Susan, konuklarını kapıda karşıladı.
John'la konuşan kız Susan'dır.
Susan benden iki yaş daha büyük.
Peter İngilizdir. Susan da İngiliz midir?
Susan'a ne olduğunu bilmiyorum.
Susan Greene ... sen Hollandalı bir kadın mısın?
Adam Susan'ın tüm parasını soydu.
"Şu yeni bir şapkadan daha ucuz."diye cevaplar Susan.
Susan gelmeyebilir, ama Betty kesinlikle gelecek.
Kız kardeşim Susan her sabah erkenden kalkar.
John ile konuşan bu kız Susan'dır.
Susan benden iki yaş büyük.
John ile konuşan kıza Susan denir.
- Susan yaz tatilini büyükannesinin evinde geçirdi.
- Suzan yaz tatilini anneannesinde geçirdi.
- Susan yaz tatilini babaannesinde geçirdi.
Susan benden iki yaş daha büyük.
Susan "bu yeni bir şapkadan daha ucuz."diye cevapladı.
Susan köpeğin nereden geldiğini öğrendi.
Susan, öfkesini göstermek için kasıtlı olarak tabak kırdı.
O, bir blok ötede yaşıyor ve onun adı Susan.
Mary Susan'dan daha güzel olan Jane'den daha akıllı.
Hey, duydun mu? Susan'ın fırında bir kurabiyesi var.
Disko dansına gelince ben Susan'a uygun değilim.
Susan filmin komik olduğunu düşündü, ancak bir kez yeterliydi.
Ondan özür dilemek için Susan'ı aradım fakat o, telefonu yüzüme kapadı.
Susan bir kuş kadar yer ve yemeğinin çoğunu tabakta bırakır.
Susan ev işi yapmaktan nefret eder ama bu sabah annesine mutfakta yardım ediyor.
Susan bir saat içinde parti için hazır olacak ve onu alması için birine ihtiyacı olacak.