Translation of "Slam" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Slam" in a sentence and their turkish translations:

- Don't slam the door.
- Don't slam the door!

Kapıyı çarpmayın.

- Don't slam the door!
- Don't you slam the door!

Kapıyı çarpma!

- I heard someone slam the door.
- I heard somebody slam the door.

Birinin kapıyı çarptığını duydum.

I heard a door slam.

Bir kapı çarpması duydum.

Tom heard the door slam.

Tom kapının çarptığını duydu.

Tom heard a door slam.

- Tom bir kapı çarpması duydu.
- Tom bir kapının çarptığını duydu.

Tom heard a car door slam.

Tom bir araba kapısına ait çarpma sesi duydu.

I heard the front door slam.

Ön kapının çarptığını duydum.

Tom heard the front door slam.

Tom ön kapının çarptığını duydu.

Doesn't prevent me from winning a Grand Slam.

Grand Slam kazanmamı engellemiyor.

You move so quickly, you slam that little molded plastic chair,

Hızlıca hareket ediyorsun, o küçük kalıpsı plastik sandalyeye çarpıyorsun

This month's poetry slam was won by a poet named Tom Jackson.

Bu ayki şiir yarışmasıTom Jackson adında bir şair tarafından kazanıldı.

The judge was forced to slam her gavel down multiple times in order to restore order to the court.

Hakim mahkemeye düzeni sağlamak için birkaç sefer tokmağı aşağı vurmak zorunda kaldı.

The most lopsided Grand Slam final in tennis history was the 1988 French Open final, when Steffi Graf of FRG pummeled Natasha Zvereva of USSR 6-0, 6-0. The entire match lasted merely 34 minutes.

Tenis tarihinde taraflardan birinin diğerine en ezici üstünlük kurduğu Grand Slam finali, Batı Almanyalı Steffi Graf'ın Sovyet Nataşa Zvereva'yı iki seti de 6-0 kazanarak çok rahat yendiği 1988 Fransa Açık Finali'ydi. Maçın tamamı yalnızca 34 dakika sürmüştü.