Examples of using "Reckon" in a sentence and their turkish translations:
Ne diyorsunuz?
Ne düşünüyorsunuz?
Pekâlâ, ne diyorsunuz?
Tamam, ne diyorsunuz?
Ne düşünüyorsunuz?
Sanırım onu bir şey korkuttu.
Sanırım bunu yapmalısın.
Tamam, ne diyorsunuz?
Bunun iyi bir fikir olduğunu düşünüyorum.
Sanırım Robert'ı uyandırma zamanı.
Yani batının şu tarafta, kanyon yarığının arkasında
Ne diyorsunuz? Yetki sizde.
Sanırım onu bir kez daha göreceğiz.
Sanırım o yakında geri dönecek.
Ne düşünüyorsunuz? Bu sizin seçiminiz.
Sanırım eve gitme vaktim geldi.
Sanırım Robert'ı uyandırmanın zamanı.
- Sana borç vereceğini sanma.
- Sana borç vereceğini sanmayasın.
Ne düşünüyorsunuz? Zincire mi tırmanalım?
O güvenilir bir adam, ona güvenebilirsin.
Sence bu nakliye işi kaça patlar?
Demek batının bu tarafta, kayalıklara doğru olduğunu düşünüyorsunuz?
Haklı olduğumu düşünüyorum.
Bu yüzeyden kayarak inmek için küreğimi kullanabilirim diye düşünüyorum.
Sanırım burası için yeterli halatım var ama bu bir risk.
Hava arama kurtarma ekibi kuvvetli rüzgâr ve dondurucu soğukla mücadele etmek zorunda kaldı.
Bunun iyi bir fikir olduğunu düşünüyorum.
- Bence yapmalısın.
- Sanırım bunu yapmalısın.
Pekâlâ, durup ateş yakmayı denememizi istediniz demek?
Demek izleri takip edip suyumuzu tazelememiz gerektiğini düşünüyorsunuz?
Sanırım bunu yapmalıyız.
Yapılacak en iyi şeyin bu ışığı açık bırakmak ve tüm böceklerin
Ne diyorsunuz? Halatla mı inelim, karlı taraftan aşağı mı kayalım?
Sanırım bizim için gitme zamanı geldi.
Ne diyorsunuz? Çürümüş etle düzgün bir tuzak mı kuralım
Ne düşünüyorsunuz? El feneri ve şişeyi mi kullanayım? Yoksa UV ışığını mı?
- Sanırım Tom ilgilenecek.
- Bence Tom ilgilenecek.
Sanırım gitme zamanımız.
Onun yakalamak için hangi yaklaşımı kullanmalıyız? Yapılacak en iyi şeyin, ışıkla birlikte bunu bırakıp