Examples of using "Personally" in a sentence and their turkish translations:
Tom beni bizzat davet etti.
benim için kişisel
Tom'u şahsen tanırım.
Tom'u şahsen tanıyordum.
- Kişisel olarak sizi ziyaret edeceğim.
- Sizi kişisel olarak ziyaret edeceğim.
- Sizi şahsen ziyaret edeceğim.
Kişisel olarak Tom'u severim.
Tom, Mary'yi şahsen davet etti.
Üstümüze alınıyoruz.
O beni şahsen davet etti.
O beni kişisel olarak davet etti.
Tom beni şahsen davet etti.
Onları şahsen tanıyorum.
Ben onları şahsen tanıyordum.
Ben onu şahsen tanıyordum.
Ben onu şahsen tanıyordum.
Onu şahsen tanırım.
Şahsen umurumda değil.
John kişisel olarak ticarete başladı.
Kişisel olarak Twitter'ı tercih ediyorum.
Kişisel olarak ben her ikisini de beğeniyorum.
Ben şahsen Tom'u tanıyorum.
Onu şahsen tanıyorum.
Tom onu kişisel algıladı.
Ben şahsen haklı olduğuna inanıyorum.
Onu şahsen tanıyor musun?
Tom'u şahsen tanıyor musun?
Bunu çok kişisel almayın.
Tom'u şahsen tanımıyorum.
Bunu kişisel olarak alma, Tom.
Kişisel olarak güvenliğini garanti ederim.
Onunla kişisel olarak ilgileneceğim.
Tom'u şahsen tanıyor muydun?
Bunu çok üzerine alınıyorsun.
Kişisel olarak, bundan hoşlandım.
Şahsen haklı olduğunu düşünüyorum.
Ben kişisel olarak ilgilenmiyorum artık.
Tom'u kişisel olarak tanımıyorum.
Şahsen öyle düşünmüyorum.
Şahsen onu sevmiyorum.
Ben onu kişisel olarak almadım.
Üstüme alınmıyorum.
Tom onu kişisel olarak almadı.
Tom Jackson'ı şahsen tanıyorum.
Şahsen onları tanıyor musun?
Onu şahsen tanıyor musun?
Onları kişisel olarak tanıdın mı?
Onu şahsen tanıyor muydun?
Onu şahsen tanıyor muydun?
Onları şahsen tanımıyorum.
Onu şahsen tanımıyorum.
Onu kişisel olarak tanımıyorum.
Olayları kişiselleştirme Dan.
Olayları kişiselleştirmeyi bırak.
Tom sana kişisel olarak saldırmadı.
Sami onu kişisel olarak almaması gerekir.
Sami, Leyla'yı kişisel olarak tehdit etmedi.
Ben şahsen haklı olduğuna inanıyorum.
dünyaya faydalı olacaktır.
Şahsen, müzik dinleyerek rahatlıyorum.
Sen bizzat Tom'un güvenliğinden sorumlusun.
Onunla bizzat ilgileneceğim.
Tom üstüne alınıyor gibiydi.
Onların ikisi de onu şahsen ikna ettiler.
Sana şahsen teşekkür etmek istiyorum.
Tom'la şahsen konuştun mu?
Ben onu şahsen kabul etmiyorum.
- Onu çok çok kişisel olarak algılıyorum.
- Onu çok çok kişisel olarak alıyorum.
Sami onu kişisel olarak almaya başladı.
Tom sana şahsen teşekkür etmek istedi.
Üçüncü dünya yoksulluğundan konforlu bir orta sınıfın varlığına
Öncelikle kişisel olarak bir çok...
Sadece sana kişisel olarak teşekkür etmek istedim.
- Tom'la şahsen konuşmam gerekiyor.
- Tom'la şahsen konuşmam lâzım.
Bunu neden bu kadar kişisel alıyorsun?
Onu bana şahsen versen iyi olur.
Ben bunun için şahsen sorumlu olacağım.
Benim şahsen buna karşı hiçbir şeyim yok.
Tom Mary'nin ölümünden şahsen sorumlu.
Kişisel olarak savaşta olmaktan hoşlanmıyorum.
Kişisel bir şey değil.
Şahsen bunu yapabileceğimi düşünüyorum.
Kaç tane siyasetçiyi kişisel olarak tanıyorsun?
Kişisel olarak, bence bunu yapmamalısın.
Kişisel olarak Tom'la konuşmanız gerekiyor.
- Seninle kişisel olarak konuşmak zorundayım.
- Sizinle kişisel olarak konuşmak zorundayım.
- Seninle şahsen konuşmak zorundayım.
Tüm aramalar doğrudan bana geliyordu. Aramalara ben yanıt veriyordum.
Kendimiz bizzat etkilenmeden umursamıyoruz.
Yani şahsen benim o kadar param olsa
Başkan bize şahsen ofisine kadar kılavuzluk etti.
Tom'la kişisel olarak ilgilenmek istiyorum.
Bunu kişisel olarak almayın.
O filmi şahsen ilginç bulmadım.
- Onu kişisel olarak almayın.
- Kişisel olarak alma.
Bunu Tom'a şahsen vermen gerekir.
Tom'la kişisel olarak hiç problem yaşamadım.
Şahsen, ben onun saçmalık olduğunu düşünüyorum.
Sanırım Tom'un kişisel olarak Mary ile konuşması gerekiyor.
Kişisel olarak bunu yapıyor olmamız gerektiğini sanmıyorum.
Tom'la bizzat konuşabilip konuşamayacağımı merak ediyorum.
Ben şahsen oral seksi klasik seksten daha eğlenceli buluyorum.