Translation of "Nearby" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Nearby" in a sentence and their turkish translations:

Tom lives nearby.

Tom yakında yaşıyor.

She lives nearby.

O yakında yaşıyor.

Is Tom nearby?

Tom yakında mı?

Tom is nearby.

Tom yakında.

Tom sat nearby.

Tom yakın oturdu.

Tom stood nearby.

Tom yakında durdu.

Tom waited nearby.

Tom yakında bekledi.

Tom works nearby.

Tom yakında çalışıyor.

Is it nearby?

Yakında mı?

I live nearby.

Yakında oturuyorum.

They live nearby.

Onlar yakınlarda yaşarlar.

I waited nearby.

Ben yakınlarda bekledim.

Fadil waited nearby.

Fadıl yakında bekledi.

- Isn't there a pharmacy nearby?
- Is there a pharmacy nearby?

Yakında bir eczane var mı?

- Is there a drugstore nearby?
- Is there a pharmacy nearby?

Yakında bir eczane var mı?

The station is nearby.

İstasyon yakındır.

Tom watched from nearby.

Tom yakından izledi.

Tom is standing nearby.

Tom yanında duruyor.

Tom doesn't live nearby.

Tom yakınlarda yaşamıyor.

Does Tom live nearby?

Tom yakınlarda mı oturuyor?

- I know Tom is nearby.
- I know that Tom is nearby.

Tom'un yakında olduğunu biliyorum.

- I suspect Tom is nearby.
- I suspect that Tom is nearby.

Tom'un yakında olduğundan şüpheleniyorum.

- Tom died in a nearby hospital.
- Tom died at a nearby hospital.

Tom yakındaki bir hastanede öldü.

There is a hospital nearby.

Yakınlarda bir hastane var.

A fire broke out nearby.

Yakında bir yangın patlak verdi.

Baskets are being made nearby.

Sepetler yakında yapılıyor.

Is there a telephone nearby?

Yakında bir telefon var mı?

Is there an ATM nearby?

Yakında bir ATM var mıdır?

Is there any bank nearby?

Yakınlarda herhangi bir banka var mı?

Is there a supermarket nearby?

Yakında bir süpermarket var mı?

Is there a hospital nearby?

Yakında hastane var mı?

At a nearby marine habitat.

fazla geniştir.

I'm glad I was nearby.

- İyi ki oralardaymışım.
- İyi ki yakınlardaymışım.

Is there a bank nearby?

- Bu civarda banka var mı?
- Yakınlarda bir banka var mı?

Is there a marina nearby?

Yakında bir yat limanı var mı?

Tom and Mary live nearby.

Tom ve Mary yakında oturuyorlar.

Tom parked his car nearby.

Tom arabasını yakına park etti.

Changing rooms are located nearby.

Soyunma odaları yakında yer alır.

Isn't there a pharmacy nearby?

Buralarda bir eczane yok mudur?

You live nearby, don't you?

Yakınlarda yaşıyorsun, değil mi?

Tom and I live nearby.

Tom ve ben yakında yaşıyoruz.

Tom is nearby, isn't he?

Tom yakınlarda, değil mi?

There is a shopping area nearby.

Yakında bir alışveriş alanı vardır.

Is there a bank nearby here?

Bu civarda bir banka var mı?

Is there a post office nearby?

Yakında bir postane var mı?

Is there a hat shop nearby?

Yakında bir şapka dükkanı var mı?

I live in the nearby city.

- Civardaki şehirde yaşıyorum.
- Çevre ilde yaşıyorum.

Tom works at a nearby restaurant.

Tom yakın bir restoranda çalışıyor.

Tom and Mary are working nearby.

Tom ve Mary yakında çalışıyorlar.

Tom sat on a nearby bench.

Tom yakındaki bir bankta oturdu.

Is there a bus stop nearby?

Yakında bir otobüs durağı var mı?

There must be a fire nearby.

Yakında bir yangın olmalı.

Tom died at a nearby hospital.

Tom yakınlardaki bir hastanede öldü.

Sami waited at a nearby hotel.

- Sami yakındaki bir otelde bekledi.
- Sami yakındaki bir otelde bekliyordu.

Sami lived in a nearby town.

Sami yakındaki bir kasabada yaşıyordu.

Tom works at a nearby hospital.

Tom yakındaki bir hastanede çalışıyor.

Including local workers from the nearby villages,

yakın köylerden yerel işçiler dâhil,

His tongue helps him detect predators nearby.

Dili sayesinde civardaki avcıları tespit edebiliyor.

Tom was sitting at a nearby table.

Tom yakın bir masada oturuyordu.

Excuse me, is there a toilet nearby?

Affedersiniz, yakında bir tuvalet var mı?

Do you know a cheap hotel nearby?

Yakınlarda ucuz bir otel biliyor musun?

He lived in a small town nearby.

Yakınlardaki küçük bir kasabada yaşıyordu.

My wife works in a nearby pub.

Karım yakındaki bir barda çalışıyor.

- Is it nearby?
- Is it near here?

O buraya yakın mı?

I haven't seen any bus-stops nearby.

Ben yakında herhangi bir otobüs durağu görmedim.

Tom was arrested in a nearby town.

Tom yakındaki bir kasabada tutuklandı.

They carried him to a nearby house.

Onu yakındaki bir eve taşıdılar.

Tom is staying at a nearby hotel.

- Tom yakındaki bir otelde kalıyor.
- Tom yakınlarda bir otelde kalıyor.

Police spotted Fadil in a nearby park.

Polis yakındaki bir parkta Fadıl'ı tespit etti.

Tom was treated at a nearby hospital.

Tom yakındaki bir hastanede tedavi edildi.

A nearby hospital desperately needs the anti-venom,

Yakınlardaki bir hastanenin bu panzehre ihtiyacı var,

The farmer that lived nearby came to investigate.

Yakında yaşayan çiftçi araştırmak için geldi.

Although she lives nearby, I rarely see her.

Yakında yaşamasına rağmen , onu nadiren görürüm.

I opened an account at a nearby bank.

Yakındaki bir bankada bir hesap açtım.

My wife buys vegetables from a supermarket nearby.

Karım yakındaki bir süpermarketten sebze satın alır.

Tom has been taken to a nearby hospital.

Tom yakındaki bir hastaneye götürüldü.

The stranger invited me to a nearby café.

Yabancı beni yakındaki bir kafeye davet etti.

The flood waters will devastate the nearby town.

Sel suları, kasaba civarını harap edecektir.

Tom is being treated at a nearby hospital.

Tom yakındaki bir hastanede tedavi ediliyor.

We trekked to fetch water from the nearby streams.

Yakındaki akarsulardan su almak için yürürdük.

Although her house is nearby, I seldom see her.

Onun evi yakın olmasına rağmen, onu nadiren görüyorum.

My father often goes fishing in the river nearby.

Babam yakındaki nehirde sık sık balık tutmaya gider.

They were told to play in the nearby park.

Yakındaki parkta oynamaları söylendi.

He was rushed by ambulance to the nearby hospital.

Ambulansla hemen yakındaki hastaneye kaldırıldı.

I teach French at a nearby junior high school.

Yakın bir ortaokulda Fransızca öğretirim.

- Do you live around here?
- Do you live nearby?

Yakında mı yaşıyorsun?

I know of a good Chinese restaurant that's nearby.

O yakınlarda iyi bir Çin lokantası biliyorum.

I went to the store that was very nearby.

Çok yakın olan mağazaya gittim.

You may not rest now, there are monsters nearby.

Şimdi dinlenemezsin, yakınında canavarlar var.

To grow fresh vegetables for the employees in nearby cafes.

boş bir ofis köşesine kurduğumuz çiftlik.

We took refuge from the storm in a nearby barn.

Fırtına yüzünden yakındaki bir ahıra sığındık.

- The station is near at hand.
- The station is nearby.

İstasyon yakındır.

Many children at a nearby school witnessed the plane crash.

Yakındaki bir okulda birçok çocuk uçak kazasına şahit oldu.

We could hear the bells ringing from a nearby church.

Kilisenin yakından çan sesini duyabiliyorduk.

- I live near here.
- I live nearby.
- I live close by.

Buraya yakın yaşıyorum.