Examples of using "Lipstick" in a sentence and their turkish translations:
Mary biraz ruj sürdü.
Mary rujunu açtı.
O, rujunu tazeledi.
Kim ruj kullanmıyor?
Ruj kullanıyor musun?
Mary'nin ruju bulaşmış.
- Mary rujunu yeniden yaptı.
- Mary rujunu tazeledi.
Favori ruj rengin hangisi?
ve imzası niteliğindeki kırmızı rujuyla çıkardı.
Önceden ruj sürmüyordun.
Emolar siyah ruj sürerler.
Annem hep ruj sürer.
Ben genellikle ruj kullanmam.
Favori ruj markan hangisi?
Mary rujunu sildi.
Brian Kate için bir ruj satın aldı.
O, ruj için 20 dolar ödedi.
Brian, Kate için bir ruj satın aldı.
Dişinde ruj var.
Mary genellikle parlak kırmızı ruj kullanır.
Brian Kate için birkaç ruj satın aldı.
Lütfen, bir daha bu ruju sürme.
Ruj sürmeyi sevmem.
Yanağında ruj lekesi var.
Mary biraz daha ruj sürdü.
Tom Mary için biraz ruj aldı.
Mary biraz parlak kırmızı ruj sürdü.
En sevdiğim ruj rengi pembedir.
Kırmızı ruj sürmeyi tercih etmem.
Rujunun rengini beğeniyorum.
Gömleğindeki bu ruj izi ne?
Evet, Sevgililer Günü'nde ruj sürmelisin.
Ben eskiden ruj sürerdim ama artık sürmüyorum.
- Hiç yeşil ruj kullanan birini gördün mü? Ben görmedim.
- Hiç yeşil ruj süren birini gördün mü? Ben görmedim.
Tom ruj çalan kadınlar tarafından öpülmeyi sevmiyor.
O makyaj yaparken bir sürü ruj sürer.
Bu ojeyle gidecek bir ruj arıyorum.