Translation of "Fussy" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Fussy" in a sentence and their turkish translations:

You're fussy.

Sen titizsin.

I'm fussy.

Ben kılı kırk yaranım.

- Tom's very fussy.
- Tom is very fussy.

Tom çok telaşlı.

Tom was fussy.

Tom çok titizdi.

Tom seems fussy.

Tom telaşlı gibi görünüyor.

We're not fussy.

Biz telaşlı değiliz.

I'm quite fussy.

Ben oldukça titizim.

Mary is quite fussy.

Mary oldukça titizdir.

Tom is quite fussy.

Tom oldukça telaşlı.

Tom's fussy, isn't he?

Tom telaşlı, değil mi?

Tom never was fussy.

Tom hiç telaşlı değildi.

Tom isn't very fussy.

Tom çok telaşlı değildir.

Tom is extremely fussy.

Tom son derece telaşlıdır.

I'm a fussy eater.

Ben titiz bir yiyici değilim.

I'm not very fussy.

Ben çok titiz değilim.

Tom got very fussy.

Tom çok telaşlandı.

You're fussy, aren't you?

Telaşlısın, değil mi?

- I think Tom is fussy.
- I think that Tom is fussy.

Tom'un titiz olduğunu düşünüyorum.

- I know Tom is fussy.
- I know that Tom is fussy.

Tom'un telaşlı olduğunu biliyorum.

Tom was a fussy baby.

Tom telaşlı bir bebekti.

You're quite fussy, aren't you?

Oldukça telaşlısın, değil mi?

Tom seems to be fussy.

Tom titiz görünüyor.

Tom is a fussy eater.

Tom zor beğenen bir yiyici.

You're a very fussy eater.

Sen çok titiz bir yiyensin.

Tom is a fussy person.

Tom telaşlı bir kişidir.

Tom and Mary aren't fussy.

Tom ve Mary telaşlı değil.

He is a very fussy eater.

O, zor beğenen bir yiyicidir.

- I'm not fussy.
- I'm not finicky.

Ben titiz değilim.

Tom was getting a little fussy.

Tom biraz telaşa başlıyordu.

- Tom isn't picky.
- Tom isn't fussy.

- Tom kıl biri değil.
- Tom mızmız değildir.

Tom is a very fussy eater.

Tom çok yemek saçan biri.

- Tom is fussy.
- Tom is picky.

Tom seçici.

- Tom is finicky.
- Tom is fussy.

Tom titizdir.

- I'm finicky.
- I'm fussy.
- I'm picky.

Ben titizim.

Tom is quite fussy, isn't he?

Tom oldukça telaşlı, değil mi?

Eyewitnesses there are too afraid and fussy.

Oradaki görgü tanıkları ise adamın çok korktuğunu, telaşlı olduğunu

A fussy referee can ruin a bout.

Titiz bir hakem maçı bozabilir.

That old man is a fussy eater.

O yaşlı adam titiz bir yiyicidir.

You're a very fussy eater, aren't you?

Çok telaşlı bir yiyicisin, değil mi?

Tom is a fussy eater, isn't he?

Tom yemek seçen biri, değil mi?

Tom is a fussy person, isn't he?

Tom telaşlı bir insan, değil mi?

I'm pretty sure Tom is a fussy eater.

Tom'un titiz bir yiyici olduğundan oldukça eminim.

Tom is very fussy about what he eats.

Tom yedikleri hakkında çok titizdir.

Tom isn't as fussy as he used to be.

Tom eskisi kadar telaşlı değil.

- Tom was a very fussy eater when he was a kid.
- Tom was a very fussy eater when he was a child.

Tom çocukken çok zor beğenen bir yiyiciydi.

Tom doesn't seem to be as fussy as Mary seems to be.

Tom, Mary'nin göründüğü kadar titiz görünmüyor.