Translation of "Donate" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Donate" in a sentence and their turkish translations:

Donate what you're willing to donate.

İstediğin ne varsa bağışla.

Donate blood.

Kan bağışında bulun!

I didn't donate blood.

Kan bağışında bulunmadım.

Tom wants to donate money.

Tom para bağışlamak istiyor.

I want to donate money.

Para bağışında bulunmak istiyorum.

He wants to donate money.

- Para bağışlamak istiyor.
- Para bağışında bulunmak istiyor.

She wants to donate money.

O para bağışlamak istiyor.

Mary wants to donate money.

Mary para bağışında bulunmak istiyor.

We want to donate money.

Biz para bağışlamak istiyoruz.

They want to donate money.

Onlar para bağışlamak istiyorlar.

Tom wanted to donate money.

Tom para bağışlamak istedi.

Our people who donate to everything

Her şeye bağış yapan halkımız

I went to donate blood today.

Bugün kan bağışlamaya gittim.

You never donate anything to anybody.

Sen hiçbir zaman kimseye bir şey bağışlamazsın.

We can't make people donate to charity.

Hayır için insanlara bağış yaptırtamayız.

I convinced everyone to donate thirty dollars.

Otuz dolar bağış yapması için herkesi ikna ettim.

You want to donate money, don't you?

- Para bağışlamak istiyorsun, değil mi?
- Para bağışlamak istiyorsunuz, değil mi?

Who visit these children and volunteer and donate,

çocukları ziyaret eden, gönüllü olan bağış yapan insanlar

Tom might be willing to donate some money.

Tom biraz para bağışlamak için istekli olabilir.

I donate blood as much as I can.

- Mümkün olduğunca kan bağışında bulunuyorum.
- Elimden geldiğince kan bağışlıyorum.

- Tom's decided to donate his body to medical science.
- Tom has decided to donate his body to medical science.

Tom cesedini tıp bilimine bağışlamaya karar verdi.

I've managed to persuade Tom to donate some money.

Tom'u biraz para bağışlaması için ikna edebildim.

I think I've persuaded Tom to donate some money.

Sanırım Tom'u biraz para bağışlaması için ikna ettim.

It wasn't easy to convince Tom to donate money.

Tom'u para bağışı yapmaya ikna etmek kolay değildi.

Were you able to persuade Tom to donate money?

Tom'u para bağışlamaya ikna edebildin mi?

I've been trying to get Tom to donate some money.

Tom'un biraz para bağışlaması için uğraşıyorum.

How much money did Tom donate to charity last year?

Tom geçen yıl hayır için ne kadar bağış yaptı?

How did Tom get you to donate so much money?

Tom sana nasıl bu kadar çok para bağışlattı?

I'm sure I can persuade Tom to donate some money.

Biraz para bağışlaması için Tom'u ikna edebileceğimden eminim.

Too bad! Too few rich people donate to the orphanage.

Çok kötü! Çok az sayıda zengin insan yetimhaneye bağış yapıyor.

Tom was the first one to donate money to us.

Tom bize para bağışlayan ilk kişiydi.

If you donate an organ, you could save a life.

Organ bağışlarsanız, bir hayat kurtarabilirsiniz.

I'm not sure how much they are expecting me to donate.

Benden ne kadar bağış beklediklerinden emin değilim.

You must be at least 17 years old to donate blood.

Kan bağışında bulunmak için en az on yedi yaşında olmalısın.

If you donate an organ, you'll be able to save a life.

Organ bağışlarsanız, bir hayat kurtarabilirsiniz.

Tom asked Mary if she would be willing to donate some money.

Tom Mary'ye biraz para bağışlamak için istekli olup olmayacağını sordu.

Donate your money to the poor and you'll have treasure in heaven.

Paranı fakirlere bağışla ve cennette hazinen olacak.

Tom told me it would be easy to persuade Mary to donate some money.

Tom bana Mary'yi biraz para bağışlaması için ikna etmenin kolay olacağını söyledi.

There is an urgent need for more people to donate their time and money.

Daha fazla insanın zamanını ve parasını bağışlamasına acil bir ihtiyaç vardır.

Tom twisted Mary's arm and she agreed to donate some money to our charity.

Tom Mary'nin kolunu büktü ve o hayır kurumumuza biraz para bağışlamayı kabul etti.