Examples of using "Donate" in a sentence and their turkish translations:
İstediğin ne varsa bağışla.
Kan bağışında bulun!
Kan bağışında bulunmadım.
Tom para bağışlamak istiyor.
Para bağışında bulunmak istiyorum.
- Para bağışlamak istiyor.
- Para bağışında bulunmak istiyor.
O para bağışlamak istiyor.
Mary para bağışında bulunmak istiyor.
Biz para bağışlamak istiyoruz.
Onlar para bağışlamak istiyorlar.
Tom para bağışlamak istedi.
Her şeye bağış yapan halkımız
Bugün kan bağışlamaya gittim.
Sen hiçbir zaman kimseye bir şey bağışlamazsın.
Hayır için insanlara bağış yaptırtamayız.
Otuz dolar bağış yapması için herkesi ikna ettim.
- Para bağışlamak istiyorsun, değil mi?
- Para bağışlamak istiyorsunuz, değil mi?
çocukları ziyaret eden, gönüllü olan bağış yapan insanlar
Tom biraz para bağışlamak için istekli olabilir.
- Mümkün olduğunca kan bağışında bulunuyorum.
- Elimden geldiğince kan bağışlıyorum.
Tom cesedini tıp bilimine bağışlamaya karar verdi.
Tom'u biraz para bağışlaması için ikna edebildim.
Sanırım Tom'u biraz para bağışlaması için ikna ettim.
Tom'u para bağışı yapmaya ikna etmek kolay değildi.
Tom'u para bağışlamaya ikna edebildin mi?
Tom'un biraz para bağışlaması için uğraşıyorum.
Tom geçen yıl hayır için ne kadar bağış yaptı?
Tom sana nasıl bu kadar çok para bağışlattı?
Biraz para bağışlaması için Tom'u ikna edebileceğimden eminim.
Çok kötü! Çok az sayıda zengin insan yetimhaneye bağış yapıyor.
Tom bize para bağışlayan ilk kişiydi.
Organ bağışlarsanız, bir hayat kurtarabilirsiniz.
Benden ne kadar bağış beklediklerinden emin değilim.
Kan bağışında bulunmak için en az on yedi yaşında olmalısın.
Organ bağışlarsanız, bir hayat kurtarabilirsiniz.
Tom Mary'ye biraz para bağışlamak için istekli olup olmayacağını sordu.
Paranı fakirlere bağışla ve cennette hazinen olacak.
Tom bana Mary'yi biraz para bağışlaması için ikna etmenin kolay olacağını söyledi.
Daha fazla insanın zamanını ve parasını bağışlamasına acil bir ihtiyaç vardır.
Tom Mary'nin kolunu büktü ve o hayır kurumumuza biraz para bağışlamayı kabul etti.