Examples of using "Chop" in a sentence and their turkish translations:
Çabuk!
Tahta doğramayı severim.
Onları nerede kırdın?
Sen odun kırmayı seversin.
O, odun kırmayı seviyor.
Tom odun kırmayı sever.
O, odun kırmayı sever.
Mary odun kırmayı seviyor.
Odun kırmayı severim.
Onlar odun kırmayı sever.
Her gün odun kırarım.
Biz her gün odun kırarız.
Onlar her gün odun keserler.
Acele et!
- Yabanturpunu soy ve ince ince doğra.
- Bayırturpunu soy ve ince ince doğra.
Onların işi odun kırmak.
Bu ağacı keserek devireceğim.
Lütfen salata için tavuğu doğra.
Her gün odun kırarsın, değil mi?
İkiniz de her gün odun kırıyorsunuz, değil mi?
Bir soğanı doğramanın en iyi yolu nedir?
Bana izin ver sana soğanları nasıl ağlamadan keseceğini göstereyim.
Siz üçünüz her gün odun yarıyorsunuz, değil mi?
Odun kırmak için baltaları almak zorundaydım.
"Ne yapabilirim?" "O havuçları doğra. Ve parmaklarını kesmemeye çalış."
Bir ağacı devirmek için sekiz saatim olsa, ilk altı saati baltayı bilemek için kullanırım.