Translation of "Carpenter" in Turkish

- I am a carpenter.
- I'm a carpenter.

Ben marangozum.

- I am a carpenter.
- I'm a carpenter.
- I'm working as a carpenter.

Ben bir marangoz olarak çalışıyorum.

- Tom's a good carpenter.
- Tom is a good carpenter.

Tom iyi bir marangoz.

I'm a poor carpenter.

- Ben kötü bir marangoz değilim.
- Ben yoksul bir marangozum.

Jesus was a carpenter.

İsa bir marangozdu.

Tom is a carpenter.

Tom bir marangoz.

Tom was a carpenter.

Tom bir marangozdu.

You're a good carpenter.

Sen iyi bir marangozsun.

Tom wasn't a carpenter.

Tom marangoz değildi.

Tom isn't a carpenter.

Tom bir marangoz değildir.

- You aren't a carpenter, are you?
- You're not a carpenter, are you?

Sen bir marangoz değilsin, değil mi?

My grandfather is a carpenter.

Dedem marangoz.

He is a good carpenter.

O iyi bir marangozdur.

I almost became a carpenter.

Neredeyse bir marangoz oldum.

My neighbor is a carpenter.

Komşum bir marangoz.

Tom is a skillful carpenter.

Tom yetenekli bir marangozdur.

- I thought Tom was a carpenter.
- I thought that Tom was a carpenter.

Tom'un bir marangoz olduğunu düşündüm.

Tom isn't a very good carpenter.

Tom çok iyi bir marangoz değildir.

He is a carpenter by trade.

O, çekirdekten yetişme bir marangozdur.

I'm not a very good carpenter.

Ben çok iyi bir marangoz değilim.

The carpenter brought his tools along.

Marangoz, aletlerini yanında getirdi.

The carpenter is measuring the floor.

Marangoz döşemeyi ölçüyor.

Tom is a part-time carpenter.

- Tom yarı zamanlı bir marangoz.
- Tom, yarı zamanlı bir marangoz.

I hope to become a carpenter.

Bir marangoz olmayı umuyorum.

I want to be a carpenter.

Ben bir marangoz olmak istiyorum.

Tom isn't much of a carpenter.

Tom marangozluktan pek anlamaz.

Tom is a carpenter, isn't he?

Tom bir marangoz, değil mi?

I've never worked as a carpenter.

Hiç marangoz olarak çalışmadım.

Can you recommend a good carpenter?

İyi bir marangoz önerebilir misin?

- I'm a poor carpenter.
- I'm not a very good carpenter.
- I'm not good at carpentry.

Marangozlukta iyi değilim.

Tom got a job as a carpenter.

Tom bir marangoz olarak iş buldu.

Tom has started working as a carpenter.

Tom bir marangoz olarak çalışmaya başladı.

Tom is the best carpenter I know.

Tom tanıdığım en iyi marangoz.

A bad carpenter quarrels with his tools.

Kötü bir marangoz aletleri ile dövüşür.

How long have you been a carpenter?

Ne zamandan beri bir marangozsun?

I was a carpenter for three years.

Ben üç yıldır bir marangozdum.

Mary is a daughter of a carpenter.

Mary bir marangozun kızı.

Tom has decided to become a carpenter.

Tom bir marangoz olmaya karar verdi.

How much money does a carpenter make?

Bir marangoz ne kadar para kazanıyor?

I got a job as a carpenter.

- Marangoz olarak bir işe girdim.
- Marangoz olarak bir iş buldum.

Tom has a brother who's a carpenter.

Tom'un marangoz olan bir erkek kardeşi var.

Tom is a thirty-year-old carpenter.

Tom otuz yaşında bir marangoz.

Tom is the son of a carpenter.

- Tom bir marangozun oğlu.
- Tom bir marangoz çocuğu.

Tom worked as a carpenter in Boston, Massachusetts.

Tom Boston, Massachusetts'de marangoz olarak çalıştı.

Tom is a carpenter and so am I.

Tom bir marangoz ve ben de.

A carpenter is someone who works with wood.

Bir marangoz ahşapla çalışan bir kişidir.

You never told me Tom was a carpenter.

Tom'un bir marangoz olduğunu hiç bana söylemedin.

I don't think that Tom is a carpenter.

Tom'un marangoz olduğunu sanmıyorum.

- Did you know Tom wanted to become a carpenter?
- Did you know that Tom wanted to become a carpenter?

Tom'un marangoz olmak istediğini biliyor muydun?

Tom wanted to become a carpenter like his father.

Tom babası gibi bir marangoz olmak istedi.

An axe in the house keeps the carpenter away.

- Balta girmeyen eve marangoz girer.
- Kendi yağıyla kavrulmak güzeldir.

My brother who lives in Boston is a carpenter.

Boston'da oturan erkek kardeşim bir marangozdur.

My brother, who lives in Boston, is a carpenter.

Boston'da yaşayan erkek kardeşim bir marangoz.

How long has Tom been working as a carpenter?

Tom ne kadar süredir marangoz olarak çalışıyor?

The suspect was last seen wearing paint-splattered carpenter pants.

Şüphelinin en son boya damlamış marangoz pantolonu giydiği görüldü.

If I remember correctly, Tom used to be a carpenter.

Eğer doğru hatırlıyorsam, Tom bir marangozdu.

Tom wants to be a carpenter when he grows up.

Tom büyüdüğünde marangoz olmak istiyor.

Tom was a part-time carpenter while he was in college.

Tom, üniversitede iken yarı zamanlı bir marangozdu.

After tying up loose ends on the house, the carpenter gave the painter approval to begin work.

Evde gevşek uçları sabitledikten sonra, marangoz ressamın işe başlaması için onay verdi.