Translation of "Buried" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Buried" in a sentence and their turkish translations:

- He was buried alive.
- She was buried alive.

- O canlı gömüldü.
- Canlı canlı gömüldü.

You buried nothing.

Sen hiçbir şey gömmedin.

They buried it.

Onlar onu gömdüler.

I buried it.

Onu gömdüm.

She was buried alive.

O, canlı gömüldü.

Where is Tom buried?

Tom nereye gömüldü?

Tom was buried yesterday.

Tom dün toprağa verildi.

Tom was buried Monday.

Tom pazartesi günü toprağa verildi.

Tom was buried alive.

Tom canlı gömüldü.

Tom is buried in Boston.

- Tom Boston'da gömülüdür.
- Tom Boston'da gömülü.
- Tom'un mezarı Boston'da.

Where was Michael Jackson buried?

Michael Jackson nereye gömüldü?

That's where the treasure's buried.

Hazinenin gömüldüğü yer orasıdır.

They buried her dead husband.

Onlar onun ölü kocasını gömdüler.

There's no buried treasure here.

Burada gömülü bir hazine yok.

His ashes are buried here.

Onun külleri burada gömülüdür.

Mary sorrowfully buried her father.

Mary kederli bir şekilde babasını gömdü.

Mary sorrowfully buried her mother.

Mary kederli bir şekilde annesini gömdü.

Mary sorrowfully buried her son.

Mary kederli bir şekilde oğlunu gömdü.

Mary sorrowfully buried her daughter.

Mary kederli bir şekilde kızını gömdü.

Layla wasn't buried with Sami.

Leyla, Sami ile birlikte gömülmedi.

Sami buried himself in books.

Sami kendini kitaplara gömdü.

Sami buried Layla in Cairo.

Sami, Leyla'yı Kahire'ye gömdü.

I buried the memories for years,

Anıları yıllarca bastırdım,

And been buried with full honours.

ve tam onurlarla gömüldü.

We were looking for buried treasure.

Gömülü hazineyi arıyorduk.

He is dead and buried now.

O öldü ve şimdi gömüldü.

He was buried in this graveyard.

O, bu mezarlığa defnedildi.

She was buried in her hometown.

O, memleketinde toprağa verildi.

Tom buried himself under his blanket.

Tom kendini battaniyesinin altına gömdü.

Tom is dead and buried now.

Tom şimdi toprağa girdi.

She has buried her only son.

- O, biricik oğlunu gömdü.
- O, tek oğlunu toprağa verdi.

The father sorrowfully buried his son.

Baba oğlunu kederli bir şekilde gömdü.

The mother sorrowfully buried her son.

Anne oğlunu kederli bir şekilde gömdü.

The sons sorrowfully buried their father.

Oğulları üzüntülü şekilde babalarını gömdü.

The sons sorrowfully buried their parents.

Oğulları üzüntülü şekilde ebeveynlerini gömdü.

The sons sorrowfully buried their mother.

Oğullar üzüntülü şekilde annelerini gömdü.

Tom was buried in this city.

Tom bu şehirde gömüldü.

Mary was buried in this city.

Mary bu şehirde toprağa verildi.

Rachel was buried two days later.

Rachel iki gün sonra toprağa verildi.

They buried him in his grave.

Onlar onu mezarına gömdüler.

Who buried the gold bars here?

Buraya altın barlarını kim gömdü.

Which cemetery is Tom buried at?

Tom hangi mezarlığa gömüldü?

Tom is buried in this cemetery.

Tom bu mezarlıkta gömülüdür.

Tom was buried later that day.

Tom o gün daha sonra gömüldü.

Tom will be buried on Monday.

Tom pazartesi günü gömülecek.

Layla and Sami were buried together.

Leyla ve Sami birlikte gömüldüler.

Sami buried Layla in his backyard.

Sami, Leyla'yı arka bahçesine gömdü.

Sami buried Layla on his property.

Sami, Leyla'yı mülküne gömdü.

His mother was buried in Kabylie.

Annesi Kabiliye'ye gömüldü.

Tom was buried by an avalanche.

Tom çığ altında kaldı.

And they are all buried in history

ve hepsi tarihe gömüldü

Moreover, he is buried with his valuables

üstelik değerli eşyaları ile beraber gömülüyor

J.F. Kennedy was buried in Arlington Cemetery.

J. F. Kennedy Arlington mezarlığına gömüldü.

The whole country was buried under snow.

Bütün ülke karın altında gömülüydü.

The treasure was buried on the island.

- Hazine adada gömülüydü.
- Hazine, adada gömüldü.

Your ancestors are buried at this church.

Sizin atalarınız bu kilisede gömülüdürler.

Tom buried his face in his hands.

Tom yüzünü ellerine gömdü.

Isaac Newton was buried in Westminster Abbey.

Issac Newton, Westminster Abbey'e gömüldü.

Tom and his squirrel were buried together.

Tom ve sincabı birlikte gömüldü.

Tom buried Mary right beside his house.

Tom, Mary'yi evinin hemen yanına gömdü.

Are you still hunting for buried treasure?

Gömülü hazineyi hâlâ arıyor musun?

Prince John was buried with full ceremony.

Prens John eksiksiz bir törenle toprağa verildi.

I wonder who's buried in that tomb.

O mezarda kimin gömülü olduğunu merak ediyorum.

She buried her face in her hands.

Yüzünü ellerinin arasına sakladı.

Tom was buried next to his wife.

Tom karısının yanına gömüldü.

Fadil was buried in an unmarked grave.

Fadıl, işaretsiz bir mezara gömüldü.

Layla buried Sami in the shallow grave.

Leyla, Sami'yi sığ mezara gömdü.

Sami buried his head in the sand.

Sami başını kuma gömdü.

Sami's body was buried on Layla's property.

Sami'nin cesedi Leyla'nın arazisine gömüldü.

Sami was buried in this small cemetery.

Sami bu küçük mezarlığa gömüldü.

Tom buried his dog in his backyard.

Tom köpeğini arka bahçesine gömdü.

Tom was buried in an unmarked grave.

Tom işaretsiz bir mezara gömüldü.

- Tom says that he wants to be buried here.
- Tom says he wants to be buried here.

Tom burada gömülmek istediğini söylüyor.

My grandmother wanted to be buried back home.

Anneannem memleketinde gömülmek istedi.

I hear it's buried under all that snow.

Onun, bütün o karın altında gömülü olduğunu duyuyorum.

He was buried in the La Recoleta Cemetery.

- O, La Recoleta Mezarlığı'na gömüldü.
- O, La Recoleta Mezarlığı'na defnedildi.

Tom can't remember where he buried the treasure.

Tom hazineyi nereye gömdüğünü hatırlayamıyor.

The cat was not buried alive. He survived.

Kedi canlı gömülmedi. Kurtuldu.

Tom found a chest buried in the sand.

Tom kumda gömülü bir sandık buldu.

Tom buried his money somewhere in his backyard.

Tom parasını arka bahçesinde bir yere gömdü.

The pirates buried a treasure on the island.

Korsanlar adaya bir hazine gömdüler.

Mary buried her toes in the warm sand.

Mary ayak parmaklarını sıcak kuma gömdü.

Tom wanted to be buried beside his dogs.

Tom köpeklerinin yanına gömülmek istiyordu.

I buried my dog at the pet cemetery.

Köpeğimi hayvan mezarlığına gömdüm.

This is the church where Blake is buried.

Bu Blake'in gömülü olduğu kilisedir.

This is a place where animals are buried.

Burası hayvanların gömüldüğü bir yerdir.

He wrote how he wished to be buried.

Nasıl gömülmek istediğini yazdı.

Sami was buried in a very secluded place.

- Sami çok tenha bir yere gömülmüştü.
- Sami çok kuytu bir yere gömüldü.
- Sami çok tenha bir yere gömülüydü.

Sami found a body buried in his backyard.

Sami arka bahçesinde gömülmüş bir ceset buldu.

Sami was buried in a cemetery outside Cairo.

Sami, Kahire'nin dışındaki bir mezarlığa gömüldü.

Tom wanted to be buried next to Mary.

Tom, Mary'nin yanında gömülmek istedi.

- Tom said he knew where the body was buried.
- Tom said that he knew where the body was buried.

Tom cesetin nereye gömüldüğünü bildiğini söyledi.

- This is where Tom said he buried the treasure.
- This is where Tom said that he buried the treasure.

Burası Tom'un hazineyi gömmüş olduğunu söylediği yer.

Do you want to see where Tom is buried?

Tom'un nereye gömüldüğünü görmek istiyor musun?

Tom wants his father buried next to his mother.

Tom babasının annesine yanına gömülmesini istiyor.

He always has his nose buried in a book.

Onun her zaman bir kitaba gömülü burnu vardır.

When I die, I want to be buried here.

- Ben öldüğüm zaman buraya gömülmek istiyorum.
- Ölünce buraya gömülmek istiyorum.