Examples of using "Anxiously" in a sentence and their turkish translations:
Tom endişeyle bekledi.
O endişeyle sordu.
Biz endişeyle bekledik.
Tom endişeyle izledi.
Tom endişeyle etrafına bakındı.
Tom endişeyle uzaklaştı.
Tom endişeyle etrafına baktı.
Herkes endişeyle bekliyor.
Tom endişeyle Mary'ye baktı.
endişeli bir şekilde saatime bakıyordum
O, endişeyle oğlunu bekledi.
Kapının yakınında endişeyle bekledim.
Tom ve Mary endişeyle dışarıda bekliyor.
Biz onu tekrar görmek için endişeyle bekliyoruz.
Ben endişeyle araştırdım ama bir şey bulmadım.
Sami polis karakolunda endişeyle bekledi.
Ne olabileceğini görmek için endişeyle izledim.
Dedektif Dan Anderson suç laboratuvarı sonuçları için endişeyle bekledi.