Examples of using "Verloor" in a sentence and their turkish translations:
- Kaybettin.
- Sen kaybettin.
Kayboldum.
Tom, Mary'yi kaybetti.
- O hafızasını kaybetti.
- Hafızasını kaybetti.
- Hafızasını yitirdi.
O bir kitap kaybetti.
O bir kitap kaybetti.
Tom dengesini kaybetti.
Dengemi kaybettim.
Tom, 30 kilogram verdi.
O dengesini kaybetti.
Tom yarışı kaybetti.
Arkadaşım annesini kaybetti.
bir çocukluk arkadaşımı,
Politikaya olan ilgisini kaybetti.
En sevgili oğlunu kaybetti.
Sahip olduğum her şeyi kaybettim.
- Tom, ilgisini çabuk kaybetti.
- Tom'un ilgisi çabuk dağıldı.
O, savaşta oğlunu kaybetti.
O, iki oğlunu savaşta kaybetti.
Önceki gün bir kamera kaybettim.
O, o kazada görme duyusunu kaybetti.
Bilincimi kaybettim.
İşine olan ilgisini kaybetti.
İşine olan ilgisini yitirdi.
Sonra balıklara olan ilgisini kaybedip
Dün kaybettiğim kalem yeniydi.
İki ayda yaklaşık 10 kilo kaybettim.
Tracy gözlüğünü kaybetti.
Dengesini kaybetti ve bisikletinden düştü.
Cesaretim kırıldı.
Saçınızın döküldüğünü ilk ne zaman fark ettiniz?
oğlu Dan Uzan'ı bir terör saldırısında kaybetti,
20 dakika sonra sabrım tükendi ve duş almaya gittim.
Tam da ellerimi kaybetmemin öncesine dönmüştüm.
- Zamanın nasıl geçtiğini anlamadım.
- Saatin nasıl geçtiğini hiç anlamamışım.
Kendini bir saldırıya atarak savaşın kontrolünü kaybetti ve Bernadotte'nin Kuzey Ordusu