Examples of using "Rekening" in a sentence and their turkish translations:
- Hesap lütfen.
- Hesap, lütfen.
- Hesap lütfen.
- Hesap, lütfen.
Hesap, lütfen.
- Hesap, lütfen.
- Bana hesabı getir, lütfen.
- Hesabı istiyorum lütfen.
- Hesabı paylaşalım.
- Hesabı kırışalım.
Bana hesabı gönder.
İşte fatura.
Hesabınız boş.
Hesabı alabilir miyim, lütfen?
Fatura 100 dolar tuttu.
Hesabı alabilir miyim, lütfen?
Faturayı alabilir miyim, lütfen?
Hesabı ben ödeyeceğim.
Bunu benim hesabıma yaz.
Faturayı kim ödeyecek?
Hesabı Alman usulü ödeyelim.
- Lütfen bunu hesabıma geçirin.
- Lütfen bunu hesabıma yazın.
Bunu göz önüne almak zorundasın.
Hayır. IMF ile hiçbir hesabımız yok.
Onun yaşını dikkate almalısın.
Onun gençliği nedeniyle izin vermelisin.
- Her olasılığı göze aldılar.
- Her olasılığı göz önünde bulundurdular.
Faturada bir hata var.
Size faturayı hemen getireceğim.
Çek hesabın ne kadar?
Yasa tasarımız hakkında bir anlaşmazlık vardı.
Hesaba hiç peşinat yazılmıyor.
ve değerini hesabına yatırıyoruz.
Yemeğin ardından hesabı istedim.
Çıkış yapmak istiyorum. Hesabımı çıkarır mısınız?
Onun ruhsal yapısını hesaba katman lazım.
Fatura bir hata içeriyor.
- Faturamda bir yanlışlık olduğunu düşünüyorum.
- Sanırım faturamda bir hata var.
size sunduğum şu bakış açısını en azından dikkate alırsınız,
Yaşlandığını dikkate almamız gerekir.
Hesap bozuk para ile ödendi.
Sonunda hiçbir şey sonsuza kadar kalmaz.
Parayı bir taraftan al, başka bir tarafa sıkıştır.
Halkın çıkarlarını gözetecek liberal bir hükümet kuracağız.