Examples of using "الضفادع" in a sentence and their turkish translations:
Yediğim kurbağa yumurtaları...
Tüm bebek kurbağalar çıtırdıyor.
Düzinelerce türden yüzlerce kurbağa çiftleşmek için bir araya gelir.
Geçici orman havuzları suyu çok seven kurbağaları çeker.
Bazı zehirli sarı kurbağalar bir insanı öldürecek kadar zehir barındırır.
Fakat kurbağaların görüşü florışı dalga boyuna mükemmel şekilde uyumlanmış durumda.
Kurbağa yumurtası mı, zıpkınla balık avlamak mı? Yiyecek her görevin önemli bir parçasıdır.