Translation of "‫التعليم" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "‫التعليم" in a sentence and their turkish translations:

قلتُ "التعليم، التعليم، التعليم."

Dedim ki ''Eğitim, eğitim, eğitim.''

التعليم قوّة.

Eğitim güçtür.

التعليم تعلم.

Öğretmek öğrenmektir.

وإتاحة فرص التعليم،

ve eğitime erişim

خصوصًا في التعليم.

özellikle eğitimde.

شخصيته الأصلية، التدريس التعليم.

Onun asıl kişiliği öğretmenlikti, eğitimdi.

لذا، التعليم مهم جدًا.

Bu yüzden, eğitim çok önemli.

- مستوى التعليم في العالم مخيب للآمال.
- التعليم في هذا العالم يُخيِّبُ آماليْ.

Bu dünyadaki eğitim beni hayal kırıklığına uğratıyor.

واستكمال دروسهم، والاندماج في التعليم.

derslerini bitirdiler ve eğitime katıldılar.

وقادة المجالس الإدارية وخبراء التعليم.

yönetim kurullarındakilere ve EDs'lere öğretiyorum.

عن طريق التعليم النوعي المجاني،

yüksek kaliteli sağlık hizmetleri, gıda güvenliği

اعتقد أنّي انجذبت تجاه التعليم

Sanırım eğitime yöneldim

لكن دع أطفالنا يتلقون التعليم

ama bırakın da çocuklarımız eğitim görsün

مبادئ التعليم التي ستكون أساس للجمهورية،

işte o zaman Cumhuriyet'te esas olacak bütün eğitim ilkeleri,

كل طفل له الحق في التعليم.

Çünkü her çocuk eğitim için eşit hakkı hak eder.

أليس من الأسهل قليلاً في التعليم؟

yahu eğitimde sanki biraz kolaylık sağlamıyor mu?

لابد من مراجعة نظام التعليم هذا.

Bu eğitim sisteminin revize edilmesi lazım.

في تعريفنا أن التعليم هو جوهر المجتمع.

temelinin eğitim olduğunu öğretmesiyle güçlü bir araç olabiliyor.

مبادئ التعليم الأساسية، وضعت في تلك الظروف.

temel eğitim ilkeleri, işte o zaman atılmıştır.

ولكن اعظم عطاء لي كان التعليم الغربي

Ama aldığım en büyük hediye Batı eğitimiydi.

أصبح التعليم متاحاً أكثر. الآن، في الواقع...

Eğitim seviyesi de yükseldi. Şimdi...

لم يجبر التعليم الوطني استخدام هذا التكبير

bu Zoom u kullanmaya Milli eğitim zorlamadı

انا في السنة الأولى من التعليم الثانوي.

Lisenin birinci yılındayım.

هذا المجتمع ليس له مخرج سوى التعليم.

Eğitimden başka bir çıkışı yoktur bu toplumun.

يعمل مسؤولو وزارة التعليم الوطني بلا هوادة.

Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri canhıraş bir şekilde çalışıyorlar.

ما هو الجزء الأهم في التعليم الجيد؟

İyi bir eğitimin en önemli parçası nedir?

مع التعليم، الأطفال يجب أن يتعلموا شيئا آخر.

Eğitimin yanısıra, çocuklara başka bir şeyin öğretilmesi gerek.

قلقون لأنهم قد لا يجدون التعليم الذي يحتاجونه

İhtiyaç duydukları eğitimi alamayacaklarından korkuyorlar.

تم تنزيل مطرقة الزلاجة رسمياً كنقد لنظام التعليم

eğitim sistemine eleştiri olarak balyoz indiriyordu resmen

وهو يدير الآن مؤسسة لدعم التعليم في المنطقة.

Apa Sherpa, bugün bölgede eğitimi desteklemeyi amaçlayan bir vakıf işletiyor.

أهم جزء هو التعليم، ولن أخرج من هناك.

En önemli kısım eğitim, buradan çıkmayacağım.

لمدة ستة أيام، يخطط لمؤتمر المعارف الأول. مؤتمر التعليم.

altı gün boyunca 1. Maarif Kongresi’ni yapıyor. Eğitim Kongresi.

لذلك فليس لديّ بالضرورة اليوم نفس التساؤل بشأن التعليم

İdealist ve belki de deneyimsiz bir üniversite mezunu olarak

‫التعليم يمكن أن يعني الخيارات ،‬ ‫والقدرة على التكيف ، والقوة.‬

bir dünyayı yönlendirmede daha yüksek bir kapasite demek.

‫لأسباب متنوعة ،‬ ‫عندما يكون لدينا سنوات أكثر من التعليم ،‬

Aynı zamanda daha az miktarda salınım demek.

لكن منذ متى كان هدف التعليم الحصول على وظيفة؟

Ama ne zamandan beri eğitim iş sahibi olmaktan ibaret oldu?

بدأ التعليم عن بعد على سطح تدابير فيروسات التاجية

koronavirüs önlemleri çatısında uzaktan eğitime başlandı

"التعليم من شأنه جعل الشعوب مجتمعات حرة، رفيعة الشأن،

''Eğitimdir ki bir milleti, hür, şanlı, bağımsız,

لا تظنوا أن هناك من يعمل على تدهور التعليم.

Hiç kimsenin eğitimi kötüye götürmeye çalıştığını düşünmeyin.

هو أمر ضد التعليم، وأمر مهين ومدمر للنفس وأمر عنيف،

alçaltıcı, kendine zarar veren, şiddet yanlısı olduğunu söylüyor.

بأن الجميع يجب أن يحصلوا على فرص متساوية في التعليم

eşit bir hak olması gerektiğine

يعادلُ هذا نصف إجمالي ما ينفقُ على التعليم في أمريكا.

Bu, ABD'de eğitime harcanan para toplamının yarısı ediyor.

لا تخف من التعليم. لا تقلق ، لن تكون القراءة سيئة!

eğitimden bu kadar korkmayın. Merak etmeyin okumuşların şerri olmaz!

زايد ان اولوية الدولة هي التعليم. بحيث تتمكن البلاد من

, ilk günden itibaren ülkenin önceliğinin eğitim olduğunu açıkladı

دعم الغذاء وحسن نظام التعليم وبنى نظام الرعاية الصحية المطلوب

Gıdaya para yardımı yaptı, eğitimi geliştirdi sistem, kıskanılacak bir sağlık sistemi inşa etti

إنني أعمل على توصيل التعليم الكفء إلى جميع أنحاء تركيا.

Nitelikli eğitimi Türkiye'nin her tarafına ulaştırmak için çalışıyorum.

إذا، أنا أدرس طلاب الجامعة عن عدم المساواة والعرق في التعليم،

Üniversite'de eşitsizlik ve ırk hakkında eğitim veriyorum

إن كنت تظن التعليم مكلفًا، فانتظر حتى ترى ما يكلفك الجهل.

Eğitimin pahalı olduğunu düşünüyorsan,cahilliğin sana neye mâl olduğunu görene kadar bekle.

لذلك لا نزال بحاجة إلى إقامة المزيد من نظم التعليم الكفء.

O yüzden çok daha fazla nitelikli eğitim kurumuna ihtiyacımız var.

لكل شخص الحق في التعلم، ويجب أن يكون التعليم في مراحله الأولى والأساسية على الأقل بالمجان، وأن يكون التعليم الأوّلي إلزاميا وينبغي أن يعمم التعليم الفني والمهني، وأن ييسر القبول للتعليم العالي على قدم المساواة التامة للجميع وعلى أساس الكفاءة.

Her şahsın öğrenim hakkı vardır. Öğrenim hiç olmazsa ilk ve temel safhalarında parasızdır. İlk öğretim mecburidir. Teknik ve mesleki öğretimden herkes istifade edebilmelidir. Yüksek öğretim, liyakatlerine göre herkese tam eşitlikle açık olmalıdır.