Translation of "نأتي" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "نأتي" in a sentence and their turkish translations:

دعنا نأتي اليوم

şimdi günümüze gelelim

دعونا نأتي إلى 1985

1985'e gelelim

عندما نأتي إلى 2009 ،

2009 yılına geldiğimizde ise

نأتي إلى طرف لساننا

Dilimizin ucuna kadar geliyor

عندما نأتي إلى 2011

2011 yılına geldiğimizde

دعنا نأتي لأنفسنا الآن

Artık kendimize gelelim

دعنا نأتي إلى قالب المهوس

gelelim inek şaban filmine

الآن دعنا نأتي إلى الوزارة

şimdi gelelim bakanlığa

الآن دعونا نأتي إلى موضوعنا

şimdi gelelim konumuza

عندما نأتي إلى ثلاثة أفلام ورقية ،

üç kağıtçı filmine geldiğimizde ise

دعنا نأتي إلى فيلم الرجل الضاحك

gelelim gülen adam filmine

الآن دعنا نأتي إلى هذا الجزء

Şimdi o zaman şu kısma gelelim

دعنا نأتي ونعطي مثالا من شعبنا

Gelelim bir de halkımızdan örnek verelim

قررنا أن نأتي على أي حال.

Her durumda gelmek için kararımızı verdik.

نأتي إلى سيفاس. مؤتمر سيفاس، أيام سيفاس.

Sivas’a geliyoruz. Sivas kongresi, Sivas günleri.

دعنا نأتي إلى الأخبار في هذه الوسائط

gelelim bu medyadaki haberlere

لذلك قلنا "مهلًا، هل يجب أن نأتي لاحقًا؟"

"Daha sonra mı gelelim?" diye sorduk.

دعنا نأتي إلى حدث الخريطة الذي نتحدث عنه.

Gelelim şu bahsettiğimiz harita olayına.

وفكرنا أن نأتي وننضم لكم في بث حي قصير.

ve düşündük de bir canlı yayın sırasında aranıza katılalım dedik.

لا نأتي عبر فيلم الترجمة هذا على شاشة التلفزيون

televizyonda bu zübük filmine çok rastlamayız

دعنا نأتي إلى مثالنا السابق ، لقد جعلت إصبعي هكذا

az önceki örneğimize gelelim hani ben parmağımı böyle yapmıştım ya

دعنا نأتي إلى الحدث ، لماذا كل شيء مجاني لـ Google؟

Gelelim şu olaya Google'a niye herşey bedava?

دعونا نأتي إلى قضية Ekrem İmamoğlu. تخرج إكرام إمام أوغلو من جامعة إسطنبول ، إدارة الأعمال

gelelim Ekrem İmamoğlu meselesine. Ekrem İmamoğlu'da İstanbul Üniversitesi İşletme mezunu