Examples of using "لحمايته" in a sentence and their turkish translations:
Konsül'ün en iyi birlikleri hızla onu korumak için toparlanıyor.
Ama bu tepede onu koruyacak pek yetişkin yok.
Ama yakında annesi onu korumak için yanında olmayacak.
Virüsün etrafında koruyucu bir nem tabakası vardır.