Translation of "حتّى" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "حتّى" in a sentence and their turkish translations:

سأمهلك حتّى الغدّ.

Sana yarına kadar mühlet veriyorum.

حتّى سامي كان مستاءا.

Sami de üzgündü.

- حتّى سامي يعيش في مجمّع مسوّر.
- حتّى سامي يعيش في مجمّع مسيّج.

Sami aynı zamanda kapalı bir sitede yaşıyor.

لم يصفع دان لندا حتّى.

Dan bile Linda'yı tokatlamadı.

انتظر سامي حتّى اليوم التّالي.

Sami ertesi güne kadar bekledi.

فأجبت:"نحن لا نعرف حتّى ماهذا،

Benim cevabım buydu: "Bunun ne olduğunu bile bilmiyoruz,

اغلق التّلفاز، فإنّك لا تشاهد حتّى.

Televizyonu kapat. Onu izlemiyorsun bile.

بتنا نرى نجاحات المرأة حتّى في الصناعة،

Bunu her sektörde,

أو شعوراً بالرضا من دون رعشة حتّى.

veya orgazm olmadan tatmin olarak da.

لن أتوقّف عن البحث حتّى أجد توم.

Tom'u buluncaya kadar aramaktan vazgeçmeyeceğim.

لن أغادر حتّى تخبرني بما أريد معرفته.

Bilmek istediğim şeyi bana söyleyinceye kadar gitmiyorum.

حتّى الشّرطة تقول أنّه أنت من قالم بذلك.

Polis bile onun sen olduğunu söylüyor.

حتّى الان لا أحب قيادة السيارة في المدينة

Hâlâ şehirde araba kullanmaktan hoşlanmıyorum.

أخبر سامي الشّرطة أنّه لم يكن هناك حتّى.

Sami polise orada bile olmadığını söyledi.

يؤلّف بيننا الانسجامُ والتناغم، حتّى أصبحنا أبناءَ جنسٍ واحد.

Tüm bu insanlar tek bir ırk gibi harmoni içinde birlikteler.

منذ ١٩٩۰م و حتّى الآن ، استلم الجائزة إحدى عشرة طالبةً.

- 1990'dan beri, on bir bayan öğrenci ödülü aldı.
- 1990'dan beri on bir kız öğrenci ödül aldı.

لفّ سامي حبلا حول عنق ليلى و خنقها حتّى الموت.

Sami, Leyla'nın boynuna bir kordon doladı ve onu ölümüne boğdu.