Translation of "الشمال" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "الشمال" in a sentence and their turkish translations:

‫الشمال، الجنوب.‬ ‫مؤشرات جيدة.‬

Kuzey, güney. İyi göstergeler.

وتلال الجليل من الشمال

Kuzeyinde ise Galilee Vadisi vardı.

جيش برنادوت في الشمال.

tarafından feci şekilde dövüldü .

ربح الشمال معركة شيلوه.

Kuzeyliler Shiloh Savaşını kazandı.

طبق عربي يتتبع الشمال للتتبع

Arap levhası ize kuzeye doğru ilerliyor

‫وبالتالي، هذا هو خط الشمال والجنوب.‬

Ve dolayısıyla bu da kuzey-güney hattım.

افترض الرومان أن حنبعل موجود في الشمال

Bütün bunlar olurken, Romalılar Hannibal'ın hala kuzeyde kaldığını düşünmekteydi.

في 30 مارس بدأوا هجومهم من الشمال.

30 Mart'ta saldırılarına Kuzey.

‫لكن في أقصى الشمال،‬ ‫يظل الظلام موجودًا لفترة أطول.‬

Daha da kuzeyde... ...karanlık biraz daha uzun sürer.

‫ولكن الصعب هنا هو محاولة تحديد‬ ‫جهة الشمال والشرق والجنوب والغرب.‬

Ama burada kuzeyi, güneyi, doğuyu ve batıyı belirlemek zor.

‫بحيث لا يمكننا سوى الاتجاه نحو الشمال،‬ ‫أو جنوباً إلى يميننا.‬

yani sadece kuzeye, yani sola ya da güneye, yani sağa gidebiliriz.

أمر بايزيد قواته المحدودة في جنوب بلغاريا بالتجمع والتوجّه نحو الشمال،

Bayezid, Bulgaristan'ın güneyinde sınırlı bir kuvvete kuzeye saldırması emrini verdi,

في الشمال، جزء من الجيش المجري، إلى جانب قوات ترانسلفانيا والافلاق

Kuzeyde, Transilvanya ve Eflak birlikleriyle birlikte

من ناحية أخرى ، تتحرك اللوحة الأفريقية 1.5 سم سنويًا باتجاه الشمال الغربي.

Afrika levhası ise kuzeybatı yönüne doğru yılda 1,5 cm ilerliyor

‫ما زالت على مسافة اكثر من 16 كم،‬ ‫في الشمال الشرقي من مسار السلسلة الباردة.‬

15 kilometre ileride, soğuk zincir güzergâhının kuzeydoğusunda.

في بحر الشمال، والسفن الحربية الألمانية جبل ل الكر والفر غارة على المدن الساحلية الإنجليزية،

Kuzey Denizi'ndeki Alman savaş gemileri, İngiliz sahil kasabalarına çarpıp baskın düzenledi,

القبائلية هي لهجة أمازيغية التي يتكلمونها في منطقة جبلية لأرض القبائل، في الشمال الشرقي للجزائر.

Kabiliyece Cezayir'in kuzeydoğusundaki dağlık Kabiliye bölgesinde konuşulan bir Berberi lehçesidir.