Translation of "Hazırladı" in Spanish

0.004 sec.

Examples of using "Hazırladı" in a sentence and their spanish translations:

Annem masayı hazırladı.

Mamá ha puesto la mesa.

Üç pasta hazırladı.

Ha preparado tres tartas.

Annem kahvaltı hazırladı.

Mi madre preparó el desayuno.

Dick ona senet hazırladı.

Dick se acercó a ella.

Annem öğle yemeğini hazırladı.

Mi madre preparó nuestro almuerzo.

O, bir vasiyetname hazırladı.

Ha elaborado un testamento.

Tom zaten masayı hazırladı.

Tom ya puso la mesa.

O politikaları kim hazırladı?

¿Quién hizo esas políticas?

O öğle yemeği hazırladı.

Ella preparó el almuerzo.

Annem bana öğlen yemeği hazırladı.

Mi madre me preparó el almuerzo.

Miyuki parti için masayı hazırladı.

Miyuki preparó la mesa para la fiesta.

O bize bir aperitif hazırladı.

Nos preparó un aperitivo.

O geçen yıl vasiyetini hazırladı.

Él hizo un testamento el año pasado.

Annem bize öğle yemeği hazırladı.

Mamá nos preparó el almuerzo.

Tom akşam yemeğini kendisi hazırladı.

Tom preparó cena solo.

Tom bize bir aperitif hazırladı.

- Tom nos preparó una merienda.
- Tom nos preparó un bocadillo.

Tom kendini en kötüsüne hazırladı.

Tom se preparó para lo peor.

Mecburen ne yaptı? Hazırladı CV'yi gönderdi.

¿Qué tenía que hacer él? Preparado envió el CV.

Amcam geçen yıl bir vasiyet hazırladı.

Mi tío hizo un testamento el año pasado.

Annem akşam yemeği için masayı hazırladı.

Mi madre puso la mesa para la cena.

O, tek başına akşam yemeğini hazırladı.

- Se preparó la cena él solo.
- Él mismo se preparó la cena.
- Él solo se hizo la cena.

- Tom rapor yazdı.
- Tom raporu hazırladı.

Tom escribió el reporte.

Olayla ilgili kesin bir rapor hazırladı.

Él hizo un informe exacto del caso.

- Annem sofrayı kurdu.
- Annem masayı hazırladı.

- Mi madre puso la mesa.
- Mamá ha puesto la mesa.

Tom kendine yiyecek bir şey hazırladı.

Tom se preparó algo para comer.

Tom, Mary için öğle yemeği hazırladı.

Tom preparó almuerzo para Mary.

- Konuşmasına özenle hazırlandı.
- Yapacağı konuşmayı titizlikle hazırladı.

Él preparó cuidadosamente su discurso.

George'un kız kardeşi benim için biraz sandviç hazırladı.

La hermana de Jorge me hizo un par de sándwichs.

Mary pişirirken, Tom akşam yemeği için masayı hazırladı.

Tom puso la mesa para cenar mientras Mary cocinaba.

Tom, Mary ve John için ton balıklı sandviçler hazırladı.

Tom preparó bocadillos de atún para Mary y John.

Tom öğle yemeği için kendine bir fıstık ezmeli sandviç hazırladı.

Tom se hizo un sándwich de mantequilla de maní de almuerzo.