Translation of "Girmeden" in Spanish

- İçeri girmeden kapıyı çal.
- Girmeden önce kapıyı tıklat.

- Llama antes de entrar.
- Llamad antes de entrar.
- Llame antes de entrar.
- Llamen antes de entrar.

Girmeden önce kapıyı çal.

Llame usted antes de entrar.

Menopoza girmeden yapılan ilk taraması.

cuando se la escaneó por primera vez, antes de la menopausia.

Lütfen girmeden önce kapıyı çalın.

Por favor, llama antes de entrar.

Lütfen girmeden önce kapıyı vurun.

Por favor llame antes de entrar.

İçeri girmeden önce kapıyı çalmalıydın.

Deberías haber llamado antes de entrar.

Odaya girmeden önce kapıyı tıklat.

Golpea la puerta antes de entrar a la pieza.

O deliğe girmeden önce yakalamaya çalışalım.

Atrapémoslo antes de que entre al hoyo.

Lütfen eve girmeden önce ayakkabılarınızı çıkarın.

Por favor, quítese los zapatos antes de entrar a la casa.

İçeri girmeden önce kapıyı çal lütfen.

Por favor, golpeá la puerta antes de entrar.

Hepimiz, eve girmeden önce ayakkabılarımızı çıkaralım.

Deberíamos quitarnos los zapatos antes de entrar a la casa.

Eve girmeden önce ayakkabılarınızı çıkarmanız gerekir.

Tú debes quitarte los zapatos antes de entrar a una casa.

İçeriye girmeden önce ayakkabılarımızı çıkartmak zorundayız.

Tendremos que quitar nuestros zapatos antes de entrar.

Program toplantıya girmeden önce sizden onay alıyor

el programa recibe su confirmación antes de ingresar a la reunión

Japonlar bir eve girmeden önce ayakkabılarını çıkarırlar.

Los japoneses se quitan los zapatos al entrar en una casa.

Tom'un odasına girmeden önce her zaman kapıyı çalmalısın.

Siempre deberías golpear la puerta antes de entrar a la habitación de Tom.

Patronunun bürosuna girmeden önce derin bir nefes aldı.

Inspiró profundamente antes de entrar en el despacho de su jefe.

Tom Mary'nin evine girmeden önce ayakkabılarını çıkarmasını istedi.

Tom le pidió a Mary que se saque los zapatos antes de entrar a su casa.

Yine de sadece onda biri, hastanın odasına girmeden önce

Aun así, solo 1 de 10 higienizaba sus manos

Patronunun bürosuna girmeden önce derin bir biçimde nefes aldı.

Respiró profundamente antes de entrar a la oficina de su jefe.

Sen ofisime girmeden önce kapıyı çalmayan tanıdığım tek kişisin.

Eres la única persona que conozco que no llama a la puerta antes de entrar en mi oficina.

Borca girmeden Tokyo gibi büyük bir şehirde ayakta kalmak zor.

Es muy difícil sobrevivir en una ciudad grande como Tokio sin endeudarse.

Genellikle bir Japon evine girmeden önce ziyaretçilerin ayakkabılarını çıkarmaları istenir.

Usualmente se pide a las visitas que se saquen los zapatos antes de entrar a una casa japonesa.