Translation of "Gözyaşları" in Spanish

0.004 sec.

Examples of using "Gözyaşları" in a sentence and their spanish translations:

- Gözleri gözyaşları doluydu.
- Onun gözleri gözyaşları doluydu.

- Sus ojos estaban llenos de lágrimas.
- Sus ojos estaban anegados en lágrimas.

Gözyaşları çocukların silahlarıdır.

Las lágrimas son el arma de los niños.

Onlar sevinç gözyaşları.

Son lágrimas de alegría.

Gözlerini gözyaşları doldurdu.

Las lágrimas rebosaban de sus ojos.

Bunlar sevinç gözyaşları.

Estas lágrimas son de alegría.

Yanaklarımdan gözyaşları döküldü.

Lágrimas corrieron por mis mejillas.

Gözyaşları neden tuzludur?

¿Por qué son saladas las lágrimas?

Gözyaşları onun yanaklarından süzülüyordu.

Lágrimas corrían por sus mejillas.

Ağla: gözyaşları kalbin yapraklarıdır.

Llora: las lágrimas son los pétalos del corazón.

Tom'un gözlerinde gözyaşları vardı.

Tom tenía lágrimas en los ojos.

Gözyaşları bir çocuğun silahıdır.

- Las lágrimas son el arma de los niños.
- Las lágrimas son las armas de un niño.

Onun gözlerinin içinde gözyaşları gördüm.

Yo vi lágrimas en sus ojos.

Tom Mary'nin gözlerindeki gözyaşları gördü.

Tom vio las lágrimas en los ojos de Mary.

Gözyaşları onun yanaklarından aşağı akıyordu.

Caían lágrimas por sus mejillas.

O gözyaşları ile cevap verdi.

Ella respondió con lágrimas.

Gözyaşları Alice'in yanaklarından aşağı aktı.

Lágrimas caían por la mejillas de Alicia.

O, gözyaşları gözlerine doluncaya kadar güldü.

Se rió hasta que se le llenaron los ojos de lágrimas.

Onun gözyaşları hikayeye daha güven verdi.

Sus lágrimas otorgaron más credibilidad a la historia.

Onun ölümü üzerine timsah gözyaşları döktü.

Ella derramó lágrimas falsas sobre su muerte.

Gözyaşları uzun zamandır beni bekliyormuş gibi akmaya başladı.

Y lloró lágrimas que parecía haber guardado solo para mí.

O gözyaşları içindeki kırmızı gözleri ile filmi izliyordu.

Ella miraba la película con los ojos rojos de lágrimas.

Kurbanın katili tarafından yapılan çarpıcı betimleme, gözyaşları içinde mahkemeyi terk eden annesine çok ağır geldi.

La descripción gráfica del asesinato de la víctima fue muy dura para su madre, quien salió llorando de la corte.