Translation of "İnanmıyor" in Spanish

0.005 sec.

Examples of using "İnanmıyor" in a sentence and their spanish translations:

- Tom buna inanmıyor.
- Tom ona inanmıyor.

Tom no lo cree.

Kimse bana inanmıyor.

Nadie me cree.

O, evrime inanmıyor.

Él no cree en la evolución.

Kimse ona inanmıyor.

Nadie le cree.

Bana inanmıyor musunuz?

¿Me cree?

Tom bana inanmıyor.

Tom no me cree.

Mucizelere inanmıyor musun?

¿No creés en milagros?

Tom evrime inanmıyor.

Tom no cree en la evolución.

Tom Allah'a inanmıyor.

Tom no cree en Dios.

Tom hayaletlere inanmıyor.

Tom no cree en los fantasmas.

- Neden bize hiç kimse inanmıyor?
- Niye bize kimse inanmıyor?

¿Por qué nadie nos cree?

O bana hiç inanmıyor.

Él no me cree en absoluto.

Hiç kimse ona inanmıyor.

Nadie cree en él.

Hiç kimse sana inanmıyor.

- Nadie te va a creer.
- Nadie les creerá.

Artık kimse ona inanmıyor.

Ya nadie cree eso.

Neden kimse bana inanmıyor?

¿Por qué nadie me cree?

Tom, Mary'nin söylediğine inanmıyor.

Tom no cree lo que está diciendo Mary.

Birçok insan artık kimseye inanmıyor.

Muchos empiezan a dudar de todo

Tom ölümden sonraki hayata inanmıyor.

Tom no cree en la vida después de la muerte.

Günümüzde hiç kimse hayaletlere inanmıyor.

En nuestros días ya nadie cree en visiones.

Bugünlerde hiç kimse hortlaklara inanmıyor.

Hoy en día nadie cree en fantasmas.

Onun masum olduğuna kimse inanmıyor.

Nadie cree que es inocente.

Neden hiç kimse bana inanmıyor?

¿Por qué nadie me cree?

Tom hayaletlerin var olduğuna inanmıyor.

Tom no cree que los fantasmas existan.

Tom, Mary hakkındaki söylentilere inanmıyor.

Tom no cree en los rumores acerca de Mary.

- O Tanrıya inanmıyor.
- O Allah'a inanmaz.

Él no cree en Dios.

Bazı insanlar herhangi bir dine inanmıyor.

Hay algunos que no creen en ninguna religión.

Artık Tom'un söylediğine hiç kimse inanmıyor.

Ya nadie cree lo que dice Tom.

Onlar Marksizme inanıyor ve dine inanmıyor.

Ellos creen en el marxismo y no en la religión.

Fransızlar hiçbir şeyin imkansız olduğuna inanmıyor.

Los franceses creen que nada es imposible.

Amerikalı yetkililer salak mı? İnanmıyor tabii ki

¿Son idiotas los funcionarios estadounidenses? Por supuesto que no cree

- Tom Allah'a inanmıyor.
- Tom Tanrı'ya iman etmiyor.

Tom no cree en Dios.

Tom Mary'ye inanmıyor. Onun yalan söylediğini düşünüyor.

- Tom no le cree a María. Él cree que ella miente.
- Tom no cree a María, piensa que miente.

Bazı insanlar aşka inanmıyor. Onlar sadece biyolojiye inanıyor.

Algunas personas no creen en el amor. Solo creen en la biología.

Sana inanıyorum ama ne yazık ki Tom inanmıyor.

Te creo, pero desafortunadamente Tom, no.

Bir keresinde televizyona çıkmıştım ama kimse buna inanmıyor.

Una vez salí en televisión, pero nadie me cree.

Tom, John'un onun yapmayı söylediğini Mary'nin yaptığına inanmıyor.

Tom no cree que Mary hiciera lo que John dijo que ella hizo.

Cocks işte bu yüzden, sebepsiz ve intikam amaçlı toplu saldırı hikâyelerine inanmıyor.

Por eso Cocks es escéptico de las historias sobre ataques a grupos sin provocación y por venganza.

Ben her zaman yalan söyledim ve şimdi doğruyu söylediğimde kimse bana inanmıyor.

Siempre mentía y ahora cuando digo la verdad, nadie me cree.