Translation of "Umuyor" in Portuguese

0.017 sec.

Examples of using "Umuyor" in a sentence and their portuguese translations:

Kazanacağını umuyor.

- Ela espera ganhar.
- Ela tem esperança de ganhar.

Tom kazanabileceğini umuyor.

Tom espera poder vencer.

Tom mutlu olduğunu umuyor.

- Tom espera que você seja feliz.
- O Tom espera que sejas feliz.

Büyükbabam üniversiteye gireceğimi umuyor.

Meu avô espera que eu entre na faculdade.

Tom onu değiştirmeyi umuyor.

O Tom espera mudar isso.

Tom, Mary'nin ölmeyeceğini umuyor.

Tom espera que Mary não morra.

Tom, takımının kazanmasını umuyor.

Tom espera que seu time vença.

Tom Mary'nin kazanmayacağını umuyor.

- Tom espera que Mary não vença.
- O Tom não espera que a Maria vença.

Tom, Mary'nin ağlamadığını umuyor.

Tom espera que Mary não chore.

Tom Mary'nin kazanmasını umuyor.

Tom espera que Mary vença.

Tom, Mary'nin kazanabileceğini umuyor.

- Tom espera que Mary possa vencer.
- O Tom espera que a Maria possa vencer.

Tom seni ekimde görmeyi umuyor.

Tom espera te ver em outubro.

Tom seni orada görmeyi umuyor.

- O Tom espera ver você lá.
- O Tom espera te ver lá.

Tom Mary'nin gerçeği öğrenmeyeceğini umuyor.

Tom espera que a Mary não descubra a verdade.

Tom yarın kar yağmayacağını umuyor.

O Tom espera que não neve amanhã.

Tom Mary'nin sınavı geçeceğini umuyor.

- Tom espera que Mary seja aprovada no exame.
- O Tom espera que a Maria seja aprovada no exame.

Tom Mary'nin yakında iyileşeceğini umuyor.

Tom espera que Mary se recupere logo.

Tom Mary'nin işi alacağını umuyor.

Tom espera que Mary consiga o emprego.

Tom bunu Mary'nin yaptığını umuyor.

Tom espera que Mary faça isso.

Tom Mary'ye yardım edebileceğini umuyor.

Tom espera poder ajudar Mary.

Tom Mary'nin onu affetmesini umuyor.

Tom espera que Mary o perdoe.

Tom, Mary'nin onu affedeceğini umuyor.

Tom espera que Mary o perdoe.

Tom bunu yakında değiştirmeyi umuyor.

O Tom diz que espera mudar isso em breve.

- Tom Mary'nin söylediğinin gerçek olmasını umuyor.
- Tom Mary'nin söylediğinin doğru olduğunu umuyor.

Tom espera que seja verdade o que disse Mary.

- Suzy, Tom'un ona çıkma teklif edeceğini umuyor.
- Suzy Tom'un çıkma teklif edeceğini umuyor.

Suzy espera que Tom peça para sair com ela.

İngiltere her erkeğin görevini yapacağını umuyor.

A Inglaterra espera que todo homem cumpra seu dever.

O kazanacağını umuyor ve ben de.

Ele está torcendo para ganhar e eu também estou.

Herkes durgunluğun yakında sona ereceğini umuyor.

Todos esperam que a recessão termine em breve.

Tom Mary'nin ona yardım edeceğini umuyor.

Tom espera que Mary o ajude.

Tom Mary'nin gelecek hafta geleceğini umuyor.

Tom espera que Mary venha no próximo fim de semana.

Tom Mary'nin polis tarafından tutuklanmamasını umuyor.

Tom espera que Mary não seja presa pela polícia.

Tom, Mary'nin ne yapacağını bildiğini umuyor.

Tom espera que Mary saiba o que fazer.

Tom bunu yapacağımızı umuyor, değil mi?

- Tom está esperando que nós façamos aquilo, não é?
- Tom está esperando que façamos aquilo, não é?

Tom senin protestona niçin katılmadığını anlamanı umuyor.

O Tom espera que compreendas porque é que não pode participar no teu protesto.

Tom, ölmeden önce Boston'u ziyaret edebileceğini umuyor.

Tom espera poder visitar Boston antes de morrer.

Tom Mary'nin bunu yapmayı kabul edeceğini umuyor.

Tom espera que a Mary concorde com isso.

Tom hâlâ Mary'nin onunla öğle yemeği yemesini umuyor.

Tom ainda espera que Mary almoce com ele.

Tom benimle evlenmeyi umuyor, ama onunla evlenmek zorunda değilim.

Tom espera se casar comigo, mas não sou obrigada a me casar com ele.

Içeride Gubbi ve diğer vahşi yaşam görevlileri büyük ağlar gererek kaçağı tuzağa düşürmeyi umuyor.

lá dentro, Gubbi e outros agentes preparam grandes redes com a esperança de apanhar o fugitivo.