Translation of "İnsanlara" in Portuguese

0.013 sec.

Examples of using "İnsanlara" in a sentence and their portuguese translations:

- Ben geveze insanlara güvenmiyorum.
- Konuşkan insanlara güvenmiyorum.

Não confio em pessoas que falam demais.

İnsanlara güvenmeyi öğrenmelisin.

Você precisa aprender a confiar nas pessoas.

Gergedanlar insanlara saldırabilir.

Os hipopótamos podem atacar as pessoas.

İnsanlara güç sağla.

Poder para o povo.

İnsanlara taş atma.

Não jogue pedras nas pessoas.

- İnsanlara bakmak kabalıktır.
- İnsanlara dik dik bakmak kabalıktır.

Não é educado olhar fixamente para as pessoas.

- Kurtlar genellikle insanlara saldırmazlar.
- Kurtlar genellikle insanlara saldırmaz.

- Lobos normalmente não atacam pessoas.
- Os lobos normalmente não atacam pessoas.

Bu tür insanlara dayanamam.

Não aguento esse tipo de pessoa.

Kurtlar genellikle insanlara saldırmazlar.

Os lobos normalmente não atacam pessoas.

Onun gibi insanlara güvenmem.

- Eu não posso confiar em pessoas como ele.
- Não posso confiar em pessoas como ele.
- Eu não consigo confiar em pessoas como ele.
- Não consigo confiar em pessoas como ele.

Öyle insanlara saygı gösteririm.

Eu respeito pessoas assim.

Güvenebileceğim insanlara ihtiyacım var.

- Preciso de gente com quem possa contar.
- Preciso de gente em quem possa confiar.

Ortalarda dolaştı ve insanlara

Ele falava às pessoas o que ele acreditava.

İnsanlara karşı önyargılı olmamalısın.

Você não deveria prejulgar alguém.

Devlet insanlara baskı yapıyor.

O estado oprime o povo.

İnsanlara yardım etmeyi severim.

Eu adoro ajudar as pessoas.

İnsanlara yardım etmeyi seviyorum.

Eu adoro ajudar as pessoas.

Diktatör insanlara zulüm yapıyordu.

O ditador oprimiu o povo.

Politikacı insanlara hizmet etmelidir.

O político deve servir ao povo.

Senin gibi insanlara katlanamıyorum.

Não suporto pessoas como você.

İnsanlara karşı kibar ve sıcakkanlıydı,

Ele era bastante amigável com humanos,

Yoksul insanlara çiçek yetiştirmeyi öğretmeliyiz.

É bom ensinar aos pobres como cultivar flores.

Bölgedeki insanlara bulaşıp hasta edip

infectar pessoas na área e deixá-las doentes

Açlıktan ölen insanlara yiyecek sağla.

- Providencie comida para os famintos.
- Providencie comida para as pessoas famintas.

O, yaşlı insanlara karşı naziktir.

Ela é gentil com os idosos.

Onlar yaşlı insanlara karşı nazikler.

- Eles são gentis com pessoas idosas.
- Elas são gentis com pessoas idosas.

O, farklı görüşten insanlara açık.

Ela está aberta a pessoas que têm diferentes pontos de vista.

Bu insanlara nasıl yardımcı olabilirim?

- Como eu posso ajudar estas pessoas?
- Como posso ajudar esta gente?

Akıllı hayvanlar insanlara yardım edebilir.

Animais inteligentes podem ajudar as pessoas.

Sadece insanlara yardımda bulunmak istiyorum.

Eu só quero ajudar as pessoas.

Yaşlı insanlara karşı nazik olmalısın.

Você deve ser generoso com pessoas velhas.

Dünyanın yetenekli insanlara ihtiyacı var.

O mundo precisa de pessoas talentosas.

Çocuklarına bağıran insanlara tahammül edemiyorum.

- Não suporto pessoas que gritam com seus filhos.
- Eu não suporto pessoas que gritam com seus filhos.

Güneşin doğuşu genelde insanlara uyan işaretidir

O nascer do sol, normalmente, é o sinal para as pessoas se levantarem,

şimdi bir bakalım bu yarasalar insanlara

Vamos dar uma olhada nesses morcegos

Ümitsiz olan insanlara tekrar vurgulamak istiyorum

Quero enfatizar as pessoas que são desesperadas novamente

Ve bunu büyük lansmanlarla insanlara duyurdular

E eles anunciaram para pessoas com ótimos lançamentos

Google sizin sitenizi asla insanlara göstermez.

O Google nunca exibirá seu site para as pessoas.

İnsanlara güven, ama yabancılardan şeker alma.

Confie nas pessoas, mas não aceite balas de estranhos.

Hayatı boyunca fakir insanlara yardım etti.

Ele ajudou os pobres durante a vida inteira.

Fakir insanlara karşı her zaman cömerttir.

Ele mostra-se sempre generoso com os pobres.

İnsanlara cinsiyetlerine göre farklı muamele yapmamalısın.

- Você não deveria julgar as pessoas pelo gênero delas.
- Você não deveria julgar as pessoas pelo gênero.
- Vocês não deveriam julgar as pessoas pelo gênero delas.
- Vocês não deveriam julgar as pessoas pelo gênero.

Sizin gibi hoş insanlara rastlamak enderdir.

É raro conhecer pessoas legais como você.

Genellikle onun gibi insanlara dikkat etmiyorum.

Normalmente não dou importância a pessoas como ele.

Ben beni sevmeyen insanlara oldukça alışkınım.

- Eu estou acostumado as pessoas não gostarem de mim.
- Estou acostumado com as pessoas não gostarem de mim.

Ben gerçekten insanlara yardım etmeyi seviyorum.

Eu gosto muito de ajudar as pessoas.

Beceriksiz, aşırı nazik, dürüst insanlara ihtiyacımız var.

neste grande mundo luminoso e caótico.

Bunu insanlara yardımcı olmak için kullanabiliriz. Tamam.

Podemos usar isto para ajudar mesmo as pessoas. Certo.

Siz o insanlara bu videoyu zorla izlettirin

Faça essas pessoas assistirem a este vídeo à força

O, insanlara kendi dinlerinden dolayı acı çektirdi.

Ele perseguia as pessoas por motivos religiosos.

O, hayatının çoğunu yoksul insanlara bakarak geçirdi.

Ela passou a maior parte de sua vida cuidando dos pobres.

Rehber köpekler görme özürlü insanlara yardım ederler.

Cães-guia ajudam pessoas cegas.

Her şeyi bildiğini iddia eden insanlara inanma.

Não acredite nas pessoas que dizem saber tudo.

Ya da topluluğumuzda yardıma ihtiyaç duyan insanlara?

ou pessoas na nossa comunidade que possam precisar de ajuda?

O, hayatını fakir insanlara yardım etmeye adadı.

Ele dedicou a vida para ajudar os pobres.

Senin yardımını istemeyen insanlara yardım etmek zordur.

É difícil ajudar gente que não quer a sua ajuda.

Birbirlerine olan güveni ve diğer insanlara olan güveni

confiar um no outro e confiar em outras pessoas

Bu durumda bu virüsü insanlara bulaşabilir hale getiriyor

por isso torna esse vírus transmissível aos seres humanos

Çünkü teknoloji devlerine ve diğer yönetici insanlara göre

Porque de acordo com gigantes da tecnologia e outras pessoas executivas

Fakat siz Google'a para öderseniz insanlara kolaylıkla ulaştırabilirsiniz.

Mas se você paga ao Google, pode alcançar facilmente as pessoas.

Sana yardım edecek diğer insanlara çok fazla güvenmemelisin.

Você não deveria depender tanto de outras pessoas para ajudá-lo.

Sen hiç insanlara karşı kaba olmamayı denedin mi?

Você já tentou não ser rude com as pessoas?

İnsanlara milliyet, cinsiyet veya meslek temelinde ayrımcılık yapmayın.

Não discrimine as pessoas baseando-se em sua nacionalidade, sexo ou profissão.

İnternet üzerinden insanlara asılmak sokakta asılmaktan daha kolaydır.

É mais fácil atacar as pessoas na Internet do que na rua.

Yaşlı insanlara karşı kibar olmak iyi bir şeydir.

É bom ser gentil com as pessoas idosas.

Onun insanlara sıcak davranışı onu oldukça popüler yapmıştı.

Seu jeito acalorado de tratar as pessoas o tornou enormemente popular.

Tom insanlara kendisi için bir şeyler yaptırmada iyidir.

Tom sabe como conseguir que as pessoas façam as coisas para ele.

Farklı kutuplardaki insanlara bu sorunları ve bir genç olarak

para tentar que as pessoas dos diferentes lados destas questões

Bu büyük kedi, insanlara saldırmasıyla kötü bir ün kazanmıştır.

Os ataques a humanos pioraram a reputação deste grande felino.

Eğer insanlara duymak istediklerini söylersen, onlar senin istediklerini yaparlar.

Se você disser às pessoas o que elas querem ouvir, elas farão o que você quiser.

- O çok saf itikatlıdır.
- O, insanlara çok kolay güvenir.

Ele é confiável demais.

Bunun sonsuza kadar sürmeyeceğini bilmek insanlara güven verici olacaktır.

seria encorajador saber que isso não vai durar para sempre.

Gerçekten ne düşündüğünü insanlara söylemede bir sorunun mu var?

Você tem problema dizendo às pessoas o que realmente pensa?

İnsanlara karşı kibar olun, onlar size karşı kibar olacaklardır.

Seja bem-educado com as pessoas, e elas serão atenciosas com você.

Önünde sonunda sizi insanlara götürür. Pekâlâ, şimdi buna yakın duralım.

Ele levar-nos-á a pessoas. Vamos manter-nos perto dele.

Ve öğretmen canı çıkıyor bu insanlara bir şey öğretebilmek için

e o professor dói para ensinar algo a essas pessoas

Bu sefer burada ki eleştiri orta sınıf geçinmeyi sağlayan insanlara geldi

Desta vez, as críticas chegaram às pessoas que ganharam a vida na classe média

Dünyada yaşayan insanlara göre saniyenin binde ikisi kadar zaman farklılığı yaşarlar

eles experimentam uma diferença de tempo de dois milésimos de segundo de acordo com as pessoas que vivem no mundo

Bize yüksek enerji lazım diyerek insanlara sürekli aşağılayıcı laflarda bulunduğunu biliyoruz

sabendo que precisamos de alta energia, sabemos que as pessoas sempre dizem humilhantes.

Yardım edilmek istemeyen insanlara yardım etmeye çalışarak zaman geçirmeye değer mi?

Vale a pena perder tempo tentando ajudar pessoas que não querem ser ajudadas?

- Bazı insanlara göre Tatoeba bir okul değildir.
- Bazı insanlar Tatoeba'nın bir okul olmadığını düşünüyorlar.

Algumas pessoas acham que Tatoeba não é escola.

Fakat dedi ki: Senin adın Yakup değil, İsrail olacak; Tanrı'ya karşı güçlüysen, insanlara karşı daha ne kadar galip geleceksin?

Então disse o homem: "De ora em diante já não te chamarás Jacó, mas Israel, pois lutaste com Deus e com homens e venceste".

İnsanlara "Lise yıllarında en çok pişman olduğunuz şey nedir?" diye sorduğumda, hemen hemen hepsi aynı şeyi söylerler: Zamanımızın çoğunu boşa harcadık.

Quando pergunto às pessoas o que elas mais lamentam sobre a escola secundária, quase todos dizem a mesma coisa: que perderam muito tempo.