Translation of "Güneşin" in Polish

0.005 sec.

Examples of using "Güneşin" in a sentence and their polish translations:

Ve güneşin batmasını bekleyebiliriz.

i poczekać, aż słońce zajdzie.

Güneşin ısısı kili sertleştirir.

Słońce utwardza glinę.

Gezegenler güneşin etrafında döner.

Planety okrążają Słońce.

Gezegenler güneşin yörüngesinde dönerler.

Planety krążą wokół Słońca.

Fakat güneşin fazlası da öldürebilir.

Ale za duże promieniowanie słoneczne może być zabójcze.

...güneşin sıcağının tadını çıkarma vakti.

nim znów zapadnie noc.

Güneşin batmasıyla faaliyetlerine son verdikleri sanılırdı.

Sądzono, że o zachodzie słońca ich aktywność ustaje.

Güneşin yüzey sıcaklığı 6000 ° C civarındadır.

Temperatura powierzchni słońca wynosi około 6000 stopni Celsjusza.

Güneşin batmasıyla yoğun sıcaktan bir nefes alıyorlar.

Zachód słońca przynosi odpoczynek od upału.

Dünya'nın yağmur ormanlarında güneşin batmasıyla değişim tetiklenir.

W dżunglach na całym świecie zachodzące słońce oznacza zmianę.

Kanyon yarığından çıktık. Şimdi yine güneşin sıcağındayız.

Wychodzimy z tego kanionu. Znowu jesteśmy na słońcu.

Ve artık buraya sığınıp güneşin tam olarak batmasını bekleyebiliriz.

Dobra na schronienie do zachodu słońca.

Ayılar üç ay sonra ilk defa güneşin sıcaklığını hisseder.

Po raz pierwszy od trzech miesięcy niedźwiedzie poczuły ciepło słońca.

Güneşin güçlenmesiyle... ...yeni yaşamlar başlar ve zorluklar yavaş yavaş unutulur.

Kiedy robi się cieplej, rozpoczyna się nowe życie i troski odchodzą w niepamięć.

Sağa gitmeye karar verirsek parlak güneşin altına çıkma riskine gireriz.

Mamy iść w prawo i ryzykować poparzenie słoneczne