Translation of "Bulunan" in Polish

0.003 sec.

Examples of using "Bulunan" in a sentence and their polish translations:

bulunan bir köye götürmek.

do odległej wioski leżącej w samym sercu dżungli.

- Macaristan Orta Avrupa'da bulunan bir devlettir.
- Macaristan, Avrupa'nın ortasında bulunan bir ülkedir.

Węgry to państwo położone w środkowej Europie.

Gözlerinde bulunan yansıtıcı katman çok az olan ışığı kuvvetlendirir.

Warstwa odblaskowa w ich oczach wzmacnia niewielką ilość światła.

Bunlar üç yıldır terörist izleme listesinde bulunan iki kardeşti.

braci, którzy przez trzy lata byli na liście obserwowanych terrorystów.

Masada üzerinde üç kızarmış yumurta bulunan bir tabak vardı.

Na stole leżał talerz, a na nim trzy jajka sadzone.

Vay canına, burası dağın yan tarafında bulunan devasa bir mağara.

To ogromna jaskinia w środku góry.

Gözlerinde bulunan aynaya benzer hücreler var olan düşük ışığı kuvvetlendiriyor.

Działające jak lustro komórki w jej oczach wzmacniają nikłe światło.

Pediseller, uçlarında üç küçük diş bulunan uzun ve parmağa benzeyen uzantılardır.

Pedicellariae to długie, podobne do palca wypustki z trzema ząbkami na końcu.

Binlerce ufak lensten oluşan gözleri ortamda bulunan en ufak ışığı bile süzer.

Jej oczy składają się z tysięcy maleńkich soczewek, które zbierają dostępne światło.

Halkbilimci Jonathan Young ona zarar verebilecek tek şeyin, insan tükürüğünde bulunan bir silah olduğunu söylüyor.

Według folklorysty Jonathana Younga zranić go mogła jedynie broń zamoczona w ludzkiej ślinie.