Translation of "Kez" in Korean

0.020 sec.

Examples of using "Kez" in a sentence and their korean translations:

Ben mi? Birçok kez.

저요? 자주요!

Ben mi? Birçok kez!

저요? 자주요!

Saniyede 120 kez titreşiyorlar.

이 소리를 만들기 위해서 말이죠.

Bir kez daha düşünün.

그러나 다시 생각해보십시오.

Bir kez UFO görmüştüm.

예전에 UFO를 본 적 있습니다.

Kaç kez paslaşıldığını saymalarını istediler.

팀 동료 간에 공이 패스된 횟수를요.

Ve modern tarihte ilk kez

현대사에서 최초로,

Cam tavan bir kez kırıldığında

한 번 유리천장이 깨지면

Bunu birkaç kez izledik sonra

아기들에게 이 비디오를 여러 번 보여주고 나서

Bunu haftada bir kez duyuyorum.

일주일에 적어도 한 번은 듣는 말이에요.

Çoğu kez, acılarını dindirebileceğimizi düşünerek

우리는 너무 서둘러 이런 장소들을 다시 만들고 있습니다.

Harvard sadece dört kez kazandı.

하버드는 단 4번 우승했습니다.

Dört kez yazı çıkma ihtimali

뒷면이 4번 나올 확률은

Bu CEO ile bir kez çalıştım

예전에 한 CEO와 일한 적이 있는데

İki kez Birleşmiş Milletler elçişi oldum.

저는 유엔 대사를 두 번 역임했습니다.

ABD'nin her yerinde haftada dört kez

일주일에 4번 정도 미 전역에서

Bu ifade TEDx sahnesinde ilk kez kullanılıyor.

TEDx 무대에서 처음 선보인 표현일 겁니다.

Ancak, ilk kez, bu beni umutsuzlukla doldurmadı.

하지만 이번엔 처음으로 절망감을 느끼지 않았습니다.

Washington Anıtı bizzat kendim, binlerce kez gördüm

워싱턴 기념비를 직접 수천 번은 봤기 때문에

Hepimiz bunu gün içinde birçok kez yapıyoruz.

매일 수 차례 반복되는 일이지만

Bu kez karşılaştığımız zorluk ise günümüze mahsus.

하지만 우리가 지금 시점에 직면한 과제는 시간입니다.

Sonra anne ikinci kez kırmızı ışıkta geçiyor,

그리고 엄마가 빨간불을 또 지나칩니다.

Yıllardır ilk kez laik kesim Erdoğan'ı savunmuştu.

에르도안은 수년 만에 처음으로 세속적인 터키를 변하게했습니다.

Beş kez sesli bir şekilde çıkarırsanız bu sesi

여러분도 크게 다섯 번 말해보시면,

Paris'teki herkes aniden bir kraliyetçiydi, bir kez daha.

파리의 모든 사람들이 갑자기 왕정복고주의자가 되었다.

Onu gördü, onunla tanıştı. Defalarca kez yanına gittik.

‎직접 소개도 했어요 ‎여러 번 만나게 해 줬죠

20 yıl boyunca Everest Dağı'na 21 kez tırmandı.

그는 20년 동안 에베레스트 산을 21번이나 올랐습니다.

Amerika tarihinde üçüncü kez bir Başkan mahkemeye verildi.

미국 역사상 세 번째로 탄핵소추안이 가결된 현직 대통령입니다

Sonuç şu; ABD çoğu kez mültecileri sınır dışı edip

결과적으로 미국은 많은 난민을

Bir kez daha deneyeceğim, bir kere daha kovalamaya çalışacağım.

한 번 더 가봅시다 한 번만 더 쫓아가 볼게요

Eyaletin kuzeyine bir kez gittim, bir daha da ayrılmadım

북부에 터전을 잡을 수 있었고 그 후로도 계속 살았어요.

Bulut geliyor ve savan bir kez daha karanlığa gömülüyor.

‎몰려드는 구름이 갑자기 ‎사바나를 어둠 속에 빠뜨리죠

Dört kez yazı tura atsam ve bunu açıkça yapsam

만약 제가 동전을 네 번 던지고, 동전이 보통 동전이라면

Amerikalılara benzeyen yabancıları hayatımda ilk kez o zaman görmüştüm.

외국인을 본 건 그 때가 처음이었는데, 미국인 같았어요.

Ve bir anda hayatım iki yıl içinde ikinci kez değişti.

그 이후 2년간 저는 제 인생에서 두 번째로 큰 변화를 겪었습니다.

Dokunacak mesafeye geliyorlar ki... ...bir kez daha tehlike ortaya çıkıyor.

‎금방이라도 닿을 거리에서 ‎또 한 번 위험이 닥칩니다

Ama bir kez daha, Blücher az da olsa ondan kaçtı.

그러나 다시 한 번 블뤼허가 간신히 그에게서 탈출했다.

Birkaç saat süren yoğun dövüşlerde, birden fazla kez el değiştirdi.

몇 시간의 격렬한 전투 동안 보루의 주인은 두 번 이상 바뀌었다.

Uygurlar, geçen yüzyılda iki kez kendi bağımsız devletlerine sahip oldular.

사실 위구르족은 지난 한 세기동안 2번이나 독립했었습니다

Bu kez, öfkeli, büyük bir erkek pars eyalet başkenti Bangalore'daki bir okulda.

커다란 수컷 표범이 광분한 상태로 주도인 방갈로르의 한 학교에 침입했습니다

18. Yüzyıldan bugüne kadar Ruslar ve Britanyalılar tarafından iki kez istila edilmiştir.

18세기 부터, 이란은 러시아와 영국으로부터 두 차례의 침략을 받았다.

Pek çok hayvan meyve bulmak için renkli görüşten faydalanır. Görmek iyice zorlaşmadan önce son kez yemek gerek.

‎많은 동물이 색을 구별하여 ‎과일을 찾습니다 ‎눈으로 보기 힘들어지기 전에 ‎마지막 식사 시간이죠