Translation of "Davranışı" in Japanese

0.006 sec.

Examples of using "Davranışı" in a sentence and their japanese translations:

Davranışı sıradışıydı.

彼女の行動は常軌を逸したものだ。

Onun davranışı soğuktu.

彼女の態度はよそよそしかった。

Onun davranışı centilmenceydi.

彼の振る舞いは紳士の振る舞いであった。

Onun davranışı tehlikeliydi.

彼の行動は危険だった。

Onun davranışı dramatikti.

彼の振る舞いは芝居じみていた。

Adamın davranışı çok garipti.

その男の行動はとても変だった。

Onun davranışı ortama uygundu.

彼女の振る舞いはその場にふさわしいものだった。

Onun davranışı övgüye değer.

彼の振る舞いは賞賛に値する。

Onun davranışı şüphe üzerinedir.

彼の行動には疑う余地がない(ほど立派だ)。

Onun davranışı bazen tuhaftır.

彼の行動は時々奇妙だ。

Davranışı gerçekten sinirlerimi bozdu.

彼女の行動は本当に私の神経に障った。

Onun davranışı beni şaşırttı.

彼の行動に私は、困惑した。

Onun davranışı takdire şayandır.

彼の振る舞いは尊敬に値する。

Davranışı için onu eleştirdik.

私たちは行いが悪いといって彼女を非難した。

Ona davranışı için hesap soruldu.

彼女は自分の行動の説明をするように求められた。

Onun davranışı bizi rahatsız ediyor.

彼の振る舞いは私たちを悩ませる。

Onun davranışı gerçekten sinirlerimi bozdu.

- 彼の行動は本当に私の神経にさわった。
- 彼のふるまいは本当に私の神経にさわった。

Onların kaba davranışı beni kızdırır.

彼らの失礼な態度には腹が立つ。

Onun davranışı bugün çok gariptir.

今日の彼の振る舞いはとても変だ。

Onun davranışı söylediği ile çelişiyor.

彼の行動は言っている事と矛盾する。

Biri böyle bir kötü davranışı kınamalıdır.

そのような悪い振る舞いは深く悔いなければならない。

Onun tuhaf davranışı şüphelenmemize neden oldu.

彼女の異常な行動が私たちの疑いを引き起こした。

Onun iyi davranışı tarafından çok etkilendim.

彼のよい振る舞いに最も強い印象を受けた。

Kötü davranışı için kendini mazeret gösterdi.

彼は自分の不作法を弁解した。

Davranışı, onun kafasında şüphelere yol açtı.

彼女の行為が彼の心に疑いを引き起こした。

Onun kaba davranışı tarafından rencide edildim.

私は彼女の粗野な態度に腹が立った。

Onun davranışı, benim hatırladığım gibi, çok kötüydü.

私の記憶している限りでは、彼の態度はとても悪かった。

Bir genç kız için onun davranışı anormal.

彼女の行動は若い娘としては異常です。

O, onun tuhaf davranışı için özel bir açıklama yapmadı.

彼は自分の妙な行動について明確に説明はしなかった。

- Onun kaba bir davranışı var.
- Onun hiç terbiyesi yoktur.

彼女はまったく礼儀がなってない。

Her şeyi göz önünde bulundurarak, onun davranışı mazur görülebilir.

あらゆる事情を考慮すると、彼の行為は許される。

Onun partideki davranışı o kadar komikti ki kendimi gülmekten alamadım.

- そのパーティーで彼の振る舞いはあまりに滑稽だったので、私は笑わずにはいられなかった。
- そのパーティーでの彼のふるまいはあまりにこっけいだったので、私は笑いをこらえることができなかった。

Kıyafeti bir beyefendininki gibi ama konuşması ve davranışı bir palyaçonunki gibi.

彼の身なりは紳士のそれだが、その言葉づかいと振る舞いはいないか者のそれである。

- Yaptığı hareket beni çileden çıkardı.
- Onun davranışı feci şekilde tepemi attırdı.

彼の振る舞いに腹が立った。

- Onun kendini beğenmişliği kırıcı.
- Onun kendini beğenmiş davranışı kırıcıdır.
- Onun kendini beğenmiş tavırları kırıcı.

彼のきざな態度は頭にくる。

Neredeyse her canlının en içgüdüsel davranışı küçüklerini korumaktır, ve insanlarda bu müdahale hayat boyu sürer.

ほとんどどの生物にもある最も本能的な行動が子を守ることであり、人間に関してはこうした行動は一生続くのである。

Onun davranışı için herhangi bir mazeret olduğunu sanmıyorum. Aynı zamanda, onun söylemek zorunda olduğunu dinlememiz gerekiyor.

彼の行為に弁解の余地があるとは思えないが、それでも彼の言い分に耳を傾けるべきだ。

Her ufak davranışı, her türün ne yaptığını ve nasıl etkileşim kurduklarını anlayabilmek için yapılması gereken çok şey var.

‎小さな印や ‎ささいな行動の意味 ‎あらゆる種の生活と ‎関連性を知りたくなる