Translation of "üstesinden" in Japanese

0.010 sec.

Examples of using "üstesinden" in a sentence and their japanese translations:

Zorlukların üstesinden gelmelisin.

その困難を克服しなければならない。

Onun üstesinden gelirim.

私がなんとかしよう。

Zorlukların üstesinden geldi.

彼はその困難に打ち勝った。

Zorluklarının üstesinden geldi.

彼は困難に打ち勝った。

Bu nefretin üstesinden geldi.

憎しみを乗り越えることができたのです

Zorlukların üstesinden gelmek zorundasın.

君はその困難を克服しなければならない。

Birçok zorlukların üstesinden gelmeliyiz.

我々は多くの困難を克服しなければならない。

Tüm engellerin üstesinden gelmeliyiz.

我々はあらゆる障害を排除して進まなければならない。

Biz zorluğun üstesinden gelebiliriz.

われわれはその困難に打ち勝つことができた。

Tüm zorluklarımızın üstesinden geleceğiz.

われわれはあらゆる困難に勝たなければならない。

Zorluğun üstesinden gelmeyi başardım.

私はその困難に打ち勝つことができた。

Problemin üstesinden nasıl gelirsin?

あなただったらその問題をどう処理するか。

Birlikte bürokratik engellerin üstesinden geldiler.

両者は 幾多ものお役所仕事をクリアして

Artık üstesinden gelmek de istemiyorum.

でももう 克服したいとは 思っていません

Savunma katmanlarının üstesinden gelmeye zorlayacaktır.

Durumun üstesinden gelmek gittikçe zorlaşıyordu.

- 状況は処理が次第に困難になりつつあった。
- 状況は次第に対処が難しくなっていった。

O bir melankoli üstesinden gelindi.

彼は憂うつな感情に打ちのめされた。

O birçok zorluğun üstesinden geldi.

彼は多くの困難に打ち勝った。

O, İngilizcenin üstesinden iyi gelir.

彼は上手に英語を使うことができる。

O her zaman üstesinden gelecek.

彼ならいつでも力になってくれるよ。

İlk engelin üstesinden gelmeyi başardık.

第一の難関はどうにか突破した。

Tom'un Mary'nin üstesinden geldiğini düşündüm.

- トムはメアリーのことを忘れたのだと思っていました。
- トムはメアリーのことをあきらめたのだと思っていました。

Birçok zorluğun üstesinden gelmek zorundayız.

我々は多くの困難を克服しなければならない。

Zayıflıklarının üstesinden gelmek zor değil.

自分の弱点を克服することは難しいことではありません。

Kim bu sorunun üstesinden gelecek?

この問題は誰が対処するんだ?

ön plana çıkarıp üstesinden gelin.

目の前のテーブルの上に出して 対処しましょう

Muhtemelen bu işin üstesinden gelecekler.

彼らはうまく処理するだろう。

Bu zor sorunların üstesinden gelmek zorundasın.

- 君はそれらの難問題に対処しなくてはならない。
- 君はそれらの難題に対処しなくてはならない。

Biz zorluk olmadan sorunun üstesinden gelebiliriz.

その問題は難なく克服できる。

O, hastalığın üstesinden gelebilecek güce sahiptir.

彼にはその病気を乗り切るだけの力がある。

Üçüncü bölümde bu sorunun üstesinden geleceğiz.

この問題は第3章で扱います。

Öncüler bir dizi engelin üstesinden geldiler.

先駆者達は一連の障害を克服してきた。

Herhangi bir zorluğun üstesinden gelebileceğime eminim.

私はどんな困難にも耐えてみせる。

Biz şimdiye kadar bunun üstesinden gelemedik.

今のところこの件には対処できません。

Tom'un onun üstesinden gelebileceğine emin misin?

本当にトムが対処できるの?

O, bir sürü engelin üstesinden geldi.

彼は多くの困難を克服した。

Tom üstesinden gelinecek zor bir adamdır.

トムは扱いにくい男だ。

Elbette üstesinden gelmeleri gereken devasa engeller var

乗り越えるべき困難があっても

Imkan sağlamak için zorlu engellerin üstesinden geliyorlar.

最大の可能性を実現することを 目指していました

O asla büyük iş kayıplarının üstesinden gelemeyecek.

彼は仕事で蒙った莫大な損失から立ち直れないだろう。

Birçok insan artık saman nezlesinin üstesinden geliyorlar.

近頃は多くの人が花粉症持ちだ。

Küçük ve sıfır riskli kararların üstesinden geldiğiniz için

利害関係の少ないものや 利害のないものに取り組んだので

Yüksek yen değerinin nasıl üstesinden gelineceği büyük bir sorundur.

円高克服は大問題です。

Peter doktor olmayı başarmadan önce birçok zorluğun üstesinden geldi.

ピーターは医者として成功するまでに多くの困難を乗り越えてきた。

Dünya vatandaşı olarak, kültürel engellerin üstesinden gelmenin yollarını biliyorum.

地球人の一人として、私は文化の壁を越える方法を知っています。

Veri açığının üstesinden gelmek için, basit bir yöntem geliştirdim.

データギャップを打開するように簡単な方法論を開発した。

Bu yalnızlık biçiminin üstesinden gelmesi için ilk adım atılmış oluyor.

このような孤独を克服する 最初のステップが作られます

- Onlar korkularıyla baş edebilirler.
- Onlar korkularının üstesinden gelebilirler.
- Korkularını yenebilirler.

彼らは自分の恐怖に打ち勝つことができる。

- Ne zaman mühendislik probleminizin üstesinden geldiniz?
- Mühendislik probleminizi ne zaman hallettiniz?

あなたはその技術的な問題をいつ片づけたのですか。

Eğer bu üstesinden gelmen için çok fazlaysa, öyleyse onu yapmak zorunda değilsin.

無理そうだったら無理しなくてもいいよ。

Ve bunların üstesinden gelen olağanüstü insanları incelediği için bir sonraki adım için harika bir yer olacaktır .

とそれらを克服した並外れた人々を 調べるので、次に行くのに最適な場所 です。

Ve yeni bir Avrupa savaşı döneminin ortaya çıkardığı zorlukların üstesinden gelmede benzersiz bir şekilde etkili olduğunu kanıtladı.

、ヨーロッパの戦争の新時代によってもたらされた課題に対処する上で独自に効果的であることが証明されました。

Her şeyi denemeye değer diyerek onu da bir deneyeyim dedim. Fakat, böyle bir programın üstesinden gelmek benim boyumu aşan bir mesele çıktı.

物は試しにやってはみたけれど、このプログラムつくり、僕が太刀打ちできるような簡単なものじゃなかったね。