Translation of "Beyaz" in Italian

0.009 sec.

Examples of using "Beyaz" in a sentence and their italian translations:

- Köpeğim beyaz.
- Benim köpeklerim beyaz.

Il mio cane è bianco.

- O tamamen beyaz.
- Tamamen beyaz.

- È tutto bianco.
- È tutta bianca.

Mükemmel beyaz.

- È perfettamente bianco.
- È perfettamente bianca.

Köpek beyaz.

Il cane è bianco.

- Onun beyaz dişleri var.
- Beyaz dişlere sahip.

- Ha i denti bianchi.
- Lei ha i denti bianchi.

Eğer beyaz tenliyseniz

Se siete bianchi,

Beyaz çikolata isterim.

- Vorrei della cioccolata bianca.
- Io vorrei della cioccolata bianca.

Beyaz ekmek, lütfen.

- Pane bianco, per favore.
- Pane bianco, per piacere.

Ev beyaz boyalıdır.

La casa è pitturata di bianco.

Partide beyaz giymişti.

- Era vestita di bianco alla festa.
- Lei era vestita di bianco alla festa.

O beyaz mı?

È bianco?

Bu kağıt beyaz.

Questa carta è bianca.

Deniz beyaz köpüklüydü.

Il mare era bianco di schiuma.

Hangi top beyaz?

Quale palla è bianca?

O beyaz giymiş.

- È vestita di bianco.
- Lei è vestita di bianco.

O, beyaz giyinmişti.

- Era vestita di bianco.
- Lei era vestita di bianco.

At beyaz değildir.

Il cavallo non è bianco.

Benim kedim beyaz.

Il mio gatto è bianco.

Bu çok beyaz.

- È molto bianco.
- È molto bianca.

beyaz insanların dörtte üçünün beyaz olmayan arkadaşları yok.

tre quarti della popolazione bianca non ha amici non-bianchi.

- Tom beyaz çorap giyiyordu.
- Tom'un ayağında beyaz çorap vardı.

Tom stava indossando delle calze bianche.

beyaz kimlik politikalarını benimseyeceği

avrebbe abbracciato o quantomeno accettato

özellikle benim beyaz toplumumda.

soprattutto nella mia comunità bianca.

öyleyse biz beyaz üstünlüğünün

rischiamo di non capire in quanti modi

Büyük beyaz köpek balıkları.

Grandi squali bianchi.

Sadece donuk bir beyaz.

ed è monotona e bianca.

Bir hemşire beyaz giyer.

Un'infermiera veste di bianco.

Beyaz Saray'ı kim tasarladı?

- Chi ha progettato la Casa Bianca?
- Chi progettò la Casa Bianca?

Sadece beyaz kağıt yeterli.

Della semplice carta bianca andrà bene.

Beyaz bir kedim var.

Ho un gatto bianco.

Bu kâğıt beyaz mı?

Questa carta è bianca?

Beyaz güvercinler güzel kuşlardır.

Le colombe bianche sono degli uccelli carini.

Şu mumlar beyaz değiller.

Quelle candele non sono bianche.

Beyaz bir atım var.

- Ho un cavallo bianco.
- Io ho un cavallo bianco.

Tom beyaz gömleğini ütüledi.

- Tom ha stirato la sua camicia bianca.
- Tom stirò la sua camicia bianca.

Beyaz bir kedisi vardı.

- Aveva un gatto bianco.
- Lui aveva un gatto bianco.

Beyaz şarap sever misin?

- Ti piace il vino bianco?
- Vi piace il vino bianco?
- Le piace il vino bianco?

Beyaz kemerli olanı seviyorum.

Mi piace quello con una cintura bianca.

- Kağıt beyazdır.
- Kağıt beyaz.

La carta è bianca.

Onun beyaz dişleri var.

- Ha i denti bianchi.
- Lui ha i denti bianchi.

Bu mum beyaz değil.

Questa candela non è bianca.

Onun halısı tamamen beyaz.

Il suo tappeto è completamente bianco.

Bu mumlar beyaz değil.

Queste candele non sono bianche.

Minsk, Beyaz Rusya'nın başkentidir.

Minsk è la capitale della Bielorussia.

Tom'un beyaz ayakkabısı vardı.

Tom indossava delle scarpe bianche.

O, beyaz bir yalandır.

È una bugia bianca.

Tom'un köpeği beyaz renklidir.

Il cane di Tom è bianco.

Şu mum beyaz değil.

Quella candela non è bianca.

Naoko beyaz sarayda yaşıyor.

Naoko vive nella casa bianca.

O, beyaz ayakkabılar giydi.

- Indossava delle scarpe bianche.
- Lei indossava delle scarpe bianche.

Doktorlar Beyaz Saray'a çağırıldılar.

- Sono stati chiamati dei dottori alla Casa Bianca.
- Furono chiamati dei dottori alla Casa Bianca.
- Vennero chiamati dei dottori alla Casa Bianca.

Beyaz güller çok güzel.

Le rose blu sono molto belle.

Bütün kuğular beyaz mı?

Tutti i cigni sono bianchi?

Beyaz çikolata sever misin?

- Ti piace la cioccolata bianca?
- Vi piace la cioccolata bianca?
- Le piace la cioccolata bianca?

Beyaz Rusya'yı ziyaret etmedim.

Non ho visitato la Bielorussia.

Beyaz Rusya'yı ziyaret ettik.

Abbiamo visitato la Bielorussia.

Beyaz Rusya'yı ziyaret etmedik.

Non abbiamo visitato la Bielorussia.

Beyaz Rusya'yı ziyaret ettiler.

Hanno visitato la Bielorussia.

Beyaz Rusya'yı ziyaret etmediler.

Non hanno visitato la Bielorussia.

Beyaz Rusya'yı ziyaret ettiniz.

Avete visitato la Bielorussia.

Beyaz Rusya'yı ziyaret etmediniz.

Non avete visitato la Bielorussia.

Beyaz Rusya'yı ziyaret ettin.

Hai visitato la Bielorussia.

Beyaz Rusya'yı ziyaret etmedin.

Non hai visitato la Bielorussia.

Beyaz Rusya'ya tatile gidiyorum.

Vado in vacanza in Bielorussia.

Tatile Beyaz Rusya'ya gitmiyorum.

Non vado in vacanza in Bielorussia.

Beyaz Rusya'ya tatile gidiyorsun.

Vai in vacanza in Bielorussia.

Tatile Beyaz Rusya'ya gitmiyorsun.

Non vai in vacanza in Bielorussia.

Beyaz Rusya'ya tatile gidiyoruz.

Andiamo in vacanza in Bielorussia.

Tatile Beyaz Rusya'ya gitmiyoruz.

Non andiamo in vacanza in Bielorussia.

Beyaz Rusya'ya tatile gidiyorsunuz.

Andate in vacanza in Bielorussia.

Tatile Beyaz Rusya'ya gitmiyorsunuz.

Non andate in vacanza in Bielorussia.

Beyaz Rusya'ya tatile gidiyorlar.

Vanno in vacanza in Bielorussia.

Tatile Beyaz Rusya'ya gitmiyorlar.

Non vanno in vacanza in Bielorussia.

Bütün kuğular beyaz değildir.

Non tutti i cigni sono bianchi.

- Köpekler siyah ve beyaz olarak görür.
- Köpekler, etrafı siyah - beyaz görür.

I cani vedono in bianco e nero.

- Hiçbir şey siyah beyaz değildir.
- İşler hiçbir zaman siyah beyaz değildir.

- Le cose non sono mai in bianco e nero.
- Le cose non sono mai nere e bianche.

Büyük beyaz daha ne istesin?

Agli squali non serve altro.

Biri kırmızı ve diğeri beyaz.

Uno è rosso e l'altro è bianco.

Siyah tavuklar beyaz yumurtalar yumurtlar.

Le galline nere depongono delle uova bianche.

Onun teni kardan daha beyaz.

La sua pelle è più bianca della neve.

Bu resim siyah ve beyaz.

- La foto è in bianco e nero.
- La fotografia è in bianco e nero.
- L'immagine è in bianco e nero.

Tom sadece beyaz et yiyor.

- Tom mangia solo carne bianca.
- Tom mangia soltanto carne bianca.
- Tom mangia solamente carne bianca.

Siyah beyaz bir köpeğim var.

Ho un cane bianco e nero.

Kısa beyaz bir etek arıyorum!

- Sto cercando una minigonna bianca!
- Io sto cercando una minigonna bianca!

O beyaz bir elbise giydi.

- Indossava un vestito bianco.
- Lei indossava un vestito bianco.

Bazı fotoğraflar siyah-beyaz basıldı.

- Alcune foto sono state stampate in bianco e nero.
- Alcune foto vennero stampate in bianco e nero.

Onun teni kar kadar beyaz.

La sua pelle è bianca come la neve.

Beyaz Rusya'da asgari ücret nedir?

Qual è il salario minimo in Bielorussia?