Translation of "Başa" in Hungarian

0.012 sec.

Examples of using "Başa" in a sentence and their hungarian translations:

- Nasıl başa çıktın?
- Nasıl başa çıktınız?

Ezzel hogy birkóztál meg?

Nasıl başa çıkıyorsun?

Hogyan sikerült?

Nasıl başa çıkıyorlar?

Hogyan megy nekik?

Kaseti başa sardım.

Visszatekertem a kazettát.

O, sorunlarla başa çıkabilir.

Megbirkózik a gondokkal.

O, onunla başa çıkabilir.

- Elbánik vele.
- Tudja kezelni.

O, gerilimle başa çıkamıyor.

Nem képes megbirkózni a stresszel.

Stresle nasıl başa çıkıyorsun?

- Hogyan kezeled a stresszt?
- Hogyan kezeli ön a stresszt?

Bu görevle başa çıkamam.

- Ezzel a feladattal nem tudok megbirkózni.
- Ebbe a feladatba beletörik a bicskám.

Bununla başa çıkabilirim, Tom.

Meg tudom oldani, Tom.

Meşguliyetinizle daha az başa çıkabilmeniz.

akkor egész egyszerűen kevésbé tudjuk kezelni a feladatainkat.

Zihnim tüm bunlarla başa çıkamıyordu.

Az agyam nem tudott megbirkózni vele.

Biz bu sorunla başa çıkmalıyız.

Foglalkoznunk kell ezzel a problémával.

Bu sorunla nasıl başa çıkmalıyız?

- Hogyan kezeljük ezt az ügyet?
- Hogyan járjunk el ebben az esetben?

Bununla nasıl başa çıkacağımı merak ediyordum.

Csak néztem, hogyan tudnám ezt megoldani.

Bu başa çıkamayacağım bir şey değil.

Nem olyasmi, amit ne tudnék megoldani.

Tom başarısızlıkla iyi başa çıkıyor mu?

Tudja kezelni Tomi a sikertelenségeket?

İkinci başa çıkma stratejisi ise kendinizi affetmek

A másik megbirkózási stratégia, hogy bocsássunk meg önmagunknak,

Tüm bu Tip 2a zayıflıklarıyla başa çıkabilmek için.

hogy lehetőségük legyen a 2a típusú sebezhetőségekkel foglalkozni.

Nasıl başa çıkacağız? Doğayla daha uyumlu olabilir miyiz?

hogyan kezeljük, alkalmazkodhatunk-e hozzájuk jobban ?

Sahip olduğumuz beden ve akılla başa çıkmanın yollarını bulmalıyız.

és hogyan boldoguljunk a testünk és lelkünk éppen aktuális állapotával.

Bu sorunla başa çıkmak için derhal bir şey yapılmalı.

- Valamit azonnal tenni kell, hogy kezeljük ezt a problémát.
- Valamit azonnal tenni kell, hogy megoldjuk ezt a problémát.

İyi bir espri anlayışı zor dönemlerle başa çıkmana yardımcı olacaktır.

A jó humorérzék segít a nehéz helyzetekben.

Hayvanları, geceyle başa çıkmak için yeni yöntemler bulmaya itiyor. UYUMAYAN ŞEHİRLER

Az állatok új éjszakai viselkedésformák kifejlesztésére kényszerülnek. ÉBER VÁROSOK

Ve kendimi ait olduğum yerin orası olduğu düşüncesiyle baş başa buldum

És abban a pillanatban másra sem tudtam gondolni, minthogy én is ide tartozom.

Bir sürü yılan yıldızı istilaya geliyor. Ne yapacağından, nasıl başa çıkacağından emin değil gibi.

Tömegesen körülsereglették őt, ő pedig nem igazán tudta, mit tegyen, mit kezdjen velük.