Translation of "Ayak" in Hungarian

0.005 sec.

Examples of using "Ayak" in a sentence and their hungarian translations:

Ayak bileğimi burktum.

Kificamítottam a bokámat.

Ayak parmaklarım uyuşmuş.

Érzéketlenek a nagylábujjaim.

Çıplak ayak yürüdü.

Mezítláb sétált.

Tom ayak uydurdu.

Tom tartotta az ütemet.

Ayak sesleri duydum.

Lépéseket hallottam.

Ayak parmaklarım uyuşuyor.

A nagylábujjaim kezdenek érzéketlenné válni.

Dışarıda ayak sesleri duyuyorum.

Lépéseket hallok kintről.

Kumda ayak izleri bulduk.

Megtaláltuk a lábnyomokat a homokban.

Ayak parmaklarıma kolayca dokunabilirim.

Könnyedén elérem a lábujjaimat.

O, ayak bileğini burktu.

- Megrántotta a bokáját.
- Kificamította a bokáját.

Ayak parmağım kanamaya başladı.

A lábujjam vérezni kezdett.

Kar bir ayak derin.

A hó egy láb mély.

Ayak bileğine ne oldu?

Mi történt a bokáddal?

Tom sınıfa ayak uyduramadı.

Tom nem tudott az osztállyal lépést tartani.

Ona ayak uydurmak zor.

Nehéz lépést tartani vele.

Onlar uçağa ayak bastılar.

A repülőgép fedélzetére léptek.

Ona ayak uydurmaya çalışacağım.

Lépést kell tartanom vele.

Tom ayak bileğini burktu.

Tom kificamította a bokáját.

Tom ayak bileği burktu.

- Tom kificamította a bokáját.
- Tom megrántotta a bokáját.

O, ayak sesleri duydu.

Lépéseket hallott.

Bana ayak bileklerini göster.

Mutasd a bokáidat.

Tom neden yalın ayak?

Tom miért van mezítláb?

- Küçük ayak parmağımda ağrı var.
- Küçük ayak parmağımda bir ağrı var.

Fáj a lábam kisujja.

Ayak sürümek, kötü bir vücut,

A lábak húzása, rossz állapot,

Ayak parmaklarıyla anahtarlarını almaya çalıştı.

Tom megpróbálta a kulcsait felvenni a lábujjaival.

Yapacak birkaç ayak işim var.

Van egy pár teljesítendő megbízásom.

Tom Mary'ye ayak masajı yaptı.

Tom megmasszírozta Mari lábát.

Tom ayak bileğini yaralamasaydı kazanırdı.

Tom győzött volna, ha nem sérül meg a bokája.

Bugün evin dışına ayak basmadım.

Ma még ki sem léptem a házból.

Mary ayak parmağını suya daldırdı.

Mária a vízbe mártotta egyik lábujját.

Onların hızına ayak uyduramayacağımı da anladım.

akik a kórházban hozzám hasonló helyzetben voltak,

Altyapı nüfus artışına ayak uyduramadığı için

mivel az infrastruktúra nem tartott lépést a népesség növekedésével:

O, sınıf arkadaşlarına ayak uydurmaya çalışıyor.

Próbál lépést tartani az osztálytársaival.

Karda bir ayının ayak izlerini gördük.

Medvelábnyomokat láttunk a hóban.

Tom kapının dışında ayak sesleri duydu.

Tom lépéseket hallott a szobája előtt.

Ayak tırnaklarına hiç oje sürdün mü?

Lakkoztad már valaha a körmeidet a lábujjaidon?

Tom sınıf arkadaşlarına ayak uydurmaya çabaladı.

Tom keményen küzdött, hogy lépést tudjon tartani az osztálytársaival.

- Yolunu kapatıyorsun.
- Bana ayak bağı oluyorsun.

Útban vagy.

Zamana ve çağa uymak ayak uydurmak için

átszabhatók

Benim ayak mantarım var ve çok kaşıntılı.

Gombás a lábam és nagyon viszket.

Lütfen çok hızlı yürüme. Sana ayak uyduramıyorum.

Kérlek, ne menj olyan gyorsan. Nem tudom a lépést tartani veled.

- Onlar yalın ayak yürüdü.
- Onlar yalınayak yürüyorlar.

Mezítláb járnak.

- Sen benim yolumdasın.
- Bana ayak bağı oluyorsun.

- Útban vagy.
- Utamban vagy.

Tom babasının ayak seslerini takip etmek istedi.

Tomi apja nyomdokaiba akart lépni.

Ama bazı hayvanlar için değişime ayak uydurmak zor.

Ám egyes állatok számára túl gyors ütemben zajlik a változás.

Uzun adımlarla yürüyüp gidiyor. İki ayak üstünde duruyor.

És csak úgy tovalépked, elsétál két lábon.

Tom Ay'a ilk ayak basışın yalan olduğuna inanıyor.

Tom azt hiszi, hogy a Holdra szállás hamis volt.

Kar, Mustafa'nın herhangi birinin ayak sesini duyabilmesini engelledi.

Musztafa a hó miatt nem hallhatta senkinek a lépéseit.

İşletmeler için de modaya ayak uydurup kısa zamanda kâr etmek

A vállalkozások könnyen elmerülhetnek azonnali bevételszerzési céljaikban,

1953 yılında, Sir Edmund Hillary ile Tenzing Norgay Sherpa, Everest'in zirvesine ayak basan ilk insanlar oldular.

1953-ban Sir Edmund Hillary és Tenzing Norgay serpa elsőként hódították meg a Mount Everestet.